menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bilim, Akıl ve Vicdan: Sandalyeden Yaratıcıya Felsefi Bir Yolculuk–32

6 0
11.03.2025

"Belirsizliğin Konforu mu, Hakikatin Çağrısı mı?"

(TÜRKÇE VE İNGİLİZCE)

Sessizlik, odaya ağır bir perde gibi çökmüştü.

Düşünceler, suya atılan taşın halkaları gibi zihinlerde genişliyordu. Zaman, bir anlığına akışını yitirmiş, yalnızca yankılar kalmıştı geriye: Soruların, şüphelerin ve derinlerde, farkına varılamayan hakikatin yankıları…

İnsan zihni, bilinmezlikten korkan bir yolcuydu. Ama bazı sorular, kaçamayacağınız kadar büyürdü. Bazı hakikatler, gözlerinizi kapasanız bile ışığını sızdırırdı.

İnançlı Kişi, başını ağır ağır kaldırarak, düşüncelerin asılı kaldığı odayı süzdü. Bir anlık duraksamayla, zihninde beliren kelimeleri tarttı. Sonra, derin bir nefes alıp, kendi içinde demlenen hakikati bir çınar gibi köklere salmaya hazırlanarak konuşmaya başladı.

Ama kelimeler, artık bir tartışmanın değil, bir yolculuğun habercisiydi.

Ve bu yolculuk, hakikatin derinlerine doğru ilerleyen bir nehir gibi akmaya devam edecekti.

İnançlı Kişi: Sorular, hakikate giden yolun taşlarıdır. Ancak bu yolda ilerlemek için cesaret gerekir. Bugün burada, kâinatın işleyişine dair bilimsel ve mantıksal delillerle hakikatin izini sürdük. Fakat asıl mesele, bu delillerin bir sonuca bağlanmasıdır. Çünkü bilmek, sorumluluk getirir.

Oda, onun bu sözleriyle daha da ağırlaştı. Artık bu bir tartışma değildi; bir yol ayrımıydı.

İnançlı Kişi, sandalyesinde hafifçe doğruldu. Gözleri, odadaki her bir dinleyicinin üzerinde gezindi; sanki onların iç dünyalarındaki dalgalanmaları görmek istiyormuş gibi:

İnançlı Kişi: Bilimsel veriler ve mantık, hakikati kavramada güçlü araçlardır. Ancak insan yalnızca aklıyla yetinemez. Çünkü akıl, hakikate ulaşmanın yolunu açsa da onu tasdik eden vicdandır. Ve vicdan, insanın en derin köşesinde fısıldayan bir hakikattir.

Sustu. Söylediklerinin yankıları, zihinden zihine dolaşıyordu. Sonra, daha tok ve vurgulu bir sesle devam etti:

İnançlı Kişi: Vicdan insana şu soruları sordurur:

Bu sorular, hakikatin kapısını aralar. Ancak vicdanın rehberliğini reddetmek, insanı bu kapının önünde durup geriye dönmeye zorlar. Oysa hakikati samimiyetle arayan bir zihin, bu soruların cevabını bulmaktan kaçamaz. Çünkü bu cevap, en derinlere kazınmıştır.

İnançlı Kişi, konuşmasına kısa bir ara verdi. Gözlerini, en çok kaçınan kişiye, Deist’e çevirdi.

İnançlı Kişi:........

© Risale Haber