Bilim, Akıl ve Vicdan: Sandalyeden Yaratıcıya Felsefi Bir Yolculuk–28
“Hakikatin İzi: Sessizliğin Sınırında Bir Çığlık”
Kâinatın sonsuz boşluğunu yansıtan bu tartışma, zihinsel bir fırtınanın ortasında belirsiz bir denge bulmuş gibiydi. Deist’in kelimelerinde bir meydan okuma saklıydı; İnançlı Kişi’nin cevabında ise sarsılmaz bir inanç. İkisi de kâinatın derinliklerinde cevap bulmayı umdukları sorularla dolu birer yolcuydu. Ancak şimdi, birer filozof değil, kâinatı yeniden anlamaya çalışan iki bilim insanı gibi karşı karşıya duruyorlardı.
Sessizlik, kelimelerin doğmadan önceki çırpınışıydı; bir fırtına, henüz dile gelmemişti. Her iki zihin de derinlerden yükselen soruların ağırlığıyla baş başa kalmış, gelecek cümlelerin yankısı, odanın ağır havasında bir merak dalgası gibi asılı duruyordu. Dinleyiciler, düşüncelerini bile sessizliğe hapsetmiş, bu fikir savaşının her hamlesini adeta nefeslerini tutarak izliyorlardı.
Deist’in cümleleri, İnançlı Kişi’nin argümanlarına bir karşı koyuştu; ancak bu, sadece bir cevap değil, aynı zamanda hakikate ulaşma yolunda açılan yeni bir kapının anahtarıydı. Bilinmeyenlerin karanlığında, "Karanlık Madde" ve "Karanlık Enerji"nin sırları arasında dolaşan bu fikirler, hakikatin ışığını arayanların elinde parlayan birer meşale olacaktı.
Şimdi tartışmanın seyri değişiyordu; hakikate aç bir zihin, bilimin ve aklın sınırlarında yankılanan vicdanın izini sürmeye hazırlanıyordu. Sessizliğin bu en keskin anında, yeni bir cümle duyulmayı bekliyordu.
Ve o cümle, bu sohbette yankılandı.
İnançlı Kişi: “Karanlık Enerji” ve “Karanlık Madde” gibi unsurların tam olarak anlaşılamamış olması, entropi yasasını geçersiz kılmaz. Aksine, bu yasa, modern bilimin en sağlam ve evrensel ilkelerinden biri olarak, bugüne kadar yapılan gözlemlerle defalarca doğrulanmıştır.
Bilim insanı Carroll, “Karanlık Enerji” ve “Karanlık Maddeyi” ele aldığı çalışmasında, bu unsurların entropi yasasıyla çelişmediğini ve kâinatın genişlemesini hızlandırarak entropi artışına katkıda bulunduğunu açıkça ortaya koyar.[1]
Carroll’ın çalışmasında ortaya koyduğu bu yaklaşım, Liddle’ın kozmolojik ölçekte entropi yasasına dair açıklamalarıyla da uyumludur. Liddle adlı bilim insanı, modern kozmolojiye yönelik çalışmasında, entropi yasasının galaksiler arasındaki madde dağılımını ve enerji akışlarını nasıl etkilediğini detaylı bir şekilde açıklar.[2] Bu yasa, kâinatın genişlemesi ve gelişimi için temel bir çerçeve sunar. “Karanlık Enerji” ve “Karanlık Madde” ise bu yasayı sorgulatmak yerine, entropi artışının evrensel bir gerçek olduğunu daha da pekiştirir.
Daha da ötesi, Planck Uydusu’nun 2018’de yayımlanan verileri, kâinatın enerji yoğunluğuna “Karanlık Enerji” ve “Karanlık Maddenin” katkısını detaylı bir şekilde incelemiştir.[3] Bu veriler, entropi yasasının kâinattaki tüm süreçlerle uyumlu olduğunu ve bu fenomenlerin yasaya herhangi bir çelişki oluşturmadığını kanıtlamaktadır.
Dolayısıyla, “Karanlık Enerji” ve “Karanlık Madde” gibi fenomenlerin detaylarının tam olarak çözümlenmemiş olması, entropi yasasının geçerliliğini hiçbir şekilde zayıflatmaz. Entropi yasası, bu tür bilinmeyenler karşısında dahi kâinatın işleyişine dair temel bir açıklama sunar. Elimizdeki bilimsel veriler, bu yasanın kâinatın temel fiziksel gerçeklerinden biri olduğunu açıkça göstermektedir.
Bu açıklamaları, İnançlı Kişi’nin bilimsel bilgisine olan güveni ve kararlılığı daha da belirgin hale getirir. Deist, bu bilimsel dayanaklar karşısında düşünmeye itilir ve tartışma yeni bir boyut kazanır.
Deist: Kabul ediyorum ki entropi yasası makro ölçekte güçlü bir bilimsel ilke. Ancak “Kuantum Mekaniği”, mikro düzeyde tamamen farklı bir evren işleyişi sunuyor. Kuantum........
© Risale Haber
