menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Risale-i Nur Külliyatı Işığında El-Kadîr

9 15
09.10.2025

Kadîr; muktedir, kudretli, kuvvetli, güçlü manalarına gelir. Cenâb-ı Hakk'a nisbet edildiğinde mutlak kudretli, kuvvetli ve güçlüdür. Allah'tan başka kimse Kadîr sıfatıyla nitelendirilemez.

وَ هُوَ عَلٰى كُلِّ شَىْءٍ قَدٖيرٌ

"Yani hiçbir şey ona ağır gelemez. Daire-i imkânda ne kadar eşya var, o eşyaya gayet kolay vücud giydirebilir. Ve o derece ona kolay ve rahattır ki:

اِنَّمَٓا اَمْرُهُٓ اِذَٓا اَرَادَ شَيْئًا … الخ sırrıyla, güya yalnız emreder, yapılır." Mektubat/269

"Kudret-i İlahiyeye nisbeten en büyük şey, en küçük şey kadar kolaydır. Bir nev'in umum efradıyla icadı, bir fert kadar külfetsiz ve rahattır. Cenneti halk etmek, bir bahar kadar kolaydır. Bir baharı icad etmek, bir çiçek kadar rahattır." Mektubat/270

"Mahlukatı icad eden zatın kudretine nisbeten; cennetler baharlar kadar, baharlar bahçeler kadar, bahçeler çiçekler kadar kolay gelir.

مَا خَلْقُكُمْ وَلَا بَعْثُكُمْ اِلَّا كَنَفْسٍ وَاحِدَةٍ sırrıyla, nev-i beşerin haşir ve neşri, bir tek nefsin imate ve ihyası gibi suhuletlidir.

اِنْ كَانَتْ اِلَّا صَيْحَةً وَاحِدَةً فَاِذَاهُمْ جَمٖيعٌ لَدَيْنَا مُحْضَرُونَ tasrihiyle, bütün insanları haşirde ihya etmek; istirahat için dağılan bir orduyu bir boru sesiyle toplamak kadar kolaydır." Mektubat/27

Cevşeni Kebir de Kadîr ve Kâdir şeklinde geçmektedir. Manaları aynı olsa da mutlaka bazı farklar vardır. Bazı kaynaklarda "Kadîr Allah'a nisbet edilirken, Kâdir ise insanlara nisbet edilirken kullanılır" diye belirtilmiştir.

يَا قَدٖيرُ

"Ey sonsuz kudret sahibi olan Kadîr." (68.Ukde)

يَا قَادِرُ

"Ey her şeye gücü yeten Kâdir. (Mealli Cevşen/41.Ukde)

Kur'ân-ı Kerîm de genelde ayetlerin sonunda Kadîr şeklinde geçer.

Genel olarak derlemelerimizi Risale-i Nur Külliyatı kaynaklı yazdığımızdan, Kur'an da geçen isim sayılarıda ona göre verildi. Yoksa diğer kaynaklarda farklı sayılar verilmektedir. Bazı isimler Kur'an-ı Kerîm de sıfat ve fiil halleriyle de geçmektedir.

"Kur'an'da Lafz-ı Kadîr, otuz bir defa zikredilmiştir." Mektubat/451

20.Mektubun birinci ve ikinci makamlarında onuncu kelime olarak وَ هُوَ عَلٰى كُلِّ شَىْءٍ قَدٖيرٌ şeklinde anlatılmaktadır.

وَ هُوَ عَلٰى كُلِّ شَىْءٍ قَدٖيرٌ

"Yani, o Vâhid'dir, Ehad'dir, her şeye kâdirdir. Hiçbir şey ona ağır gelmez. Bir baharı halk etmek, bir çiçek kadar ona kolaydır. Cenneti halk etmek, bir bahar kadar ona rahattır. Her günde, her senede, her asırda yeniden yeniye icad ettiği hadsiz masnuatı, nihayetsiz kudretine nihayetsiz lisanlarla şehadet ederler." Mektubat/249

Tesbit ettiğim şekliyle Kur'an'daki ayetlerin sonunda zikredilen Kadîr lafzı قَدٖيرٌ şeklinde geçmektedir.

"Cenab-ı Hak öyle bir Kadîr-i Mutlak'tır ki adem ve vücud, kudretine ve iradesine nisbeten iki menzil gibi gayet kolay bir surette oraya gönderir ve getirir. İsterse bir günde, isterse bir anda oradan çevirir. Hem adem-i mutlak zaten yoktur, çünkü bir ilm-i muhit var. Hem daire-i ilm-i İlahînin harici yok ki bir şey ona atılsın." Mektubat/63

Cenâb-ı Hakk'ın bütün isimleri zatîdir, ârızî değildir. Zatî olan şeylerde meratib yoktur.Yaratılan şeylerde meratib olduğundan esmanın tecellerindeki meratib bundan kaynaklanır. Bir taşta tecelli eden Hâlık ve Müzeyyin ismi ile bir çiçekte tecelli eden........

© Risale Haber