menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İslâm’ın Önündeki Engellerin Kalkışı

16 0
16.01.2025

Güneş nasıl maddi âlemimizi aydınlatıyorsa, İslâm güneşi de mana âlemimizi aydınlatır. Ancak güneş tutulması yaşandığında nasıl ki güneş bütün şaşaasıyla görülmez, benzeri bir şekilde din ile ilim arasında çatışma ve muhalefet olduğunu tevehhüm etmek gibi durumlar İslâm güneşinin bütün haşmetiyle görülmesine engel olur.

İslam Dini bütün insanlara gönderilmekle beraber, mesajı henüz bütün insanlara ulaşmamıştır. Bediüzzaman Muhakemat isimli eserinde bunun geçmişte gerçekleşmeme gerekçesi olarak sekiz engele dikkat çeker:

Bunlardan dördü gayr-i Müslimlerde o zamanlarda bulunan şu dört özelliktir:

1-Taklit,

2-Cehalet,

3-Taassub,

4-Din adamlarının saltanatı.

Şu üç özellik ise o zamandaki Müslümanlarda bulunmakta ve İslamın intişarına engel olmaktadır:

5-Çeşit çeşit istibdat,

6-Ahlâksızlık,

7- Halimizin perişaniyetini ve tembelliği netice veren ümitsizliktir.

Bir de hem gayr-i Müslimlerde hem de Müslümanlarda görülen şu özellik vardır:

8- “Din-ilim çatışması” tevehhümü.

Bediüzzaman, bu sekiz engelin şu üç hakikatle yerle bir olacağını söyler:

1-Taharri-i hakikat

2-Muhabbet-i insaniye

3- Meyl-i insaf

Bu meyilleri harekete geçiren, maarif ve fenlerdir. Bilgi gittikçe yaygınlaşmakta ve bilgiye ulaşım kolaylaşmaktadır. Fenler ise kâinatı en ince ayrıntılarına kadar araştırmakta, insanları doğru bilgiye ulaştırmaktadır.

1- Taharri-i hakikat / Gerçeği araştırma meyli

İnsan mükerrem bir tabiata sahip olduğundan fıtraten gerçeği arar. Gerçeklerin “Günün birinde ortaya çıkmak” gibi bir tabiatı vardır. Dolayısıyla, gerçeklerin sürekli olarak gizli kalması düşünülemez. İnsanlık âleminde bilimin hükmetmesi, bütün meselelerini akla kabul ettiren İslâm’ın daha iyi anlaşılmasına yol açacaktır. Nitekim gerçeği araştıran nice gayr-i Müslim, 20. yüzyılda ve onun devamında İslâm’ı din olarak seçmişlerdir.

2000 - 2003 yılları arasında Hollanda’da Rotterdam İslam Üniversitesinde görev yapmıştım. Görevim esnasında bir gün üniversitemize gelen bir Hollandalı kendisinin “Hakikati Araştırma Vakfı'nın” bir üyesi olduğunu ve İslam’la alakalı araştırmalar yaptığını söyledi. Bu bağlamda bize bazı soruları oldu. Kendisiyle müteaddit defa bir araya gelindi, soruları cevaplandırıldı. Bir gün bizi kendi evine davet etti. Baktık ki evinin her tarafı büyük bir kütüphane hükmünde… 6.000 kitabı olduğunu söyledi. Bu kitaplardan........

© Risale Haber