Dinin Maksatları (Makâsıdu'ş- Şeria)
İnsanların yararına olan şeyleri gerçekleştirmek ve bu maslahatları korumak, insanlara bu maslahatlarla ilgili gelebilecek zararları defetmek dinin asıl maksatları kabul edilir. Bu maslahatlar, İslâm Hukuku kitaplarında "Makâsıdu'ş- şerîa" başlığı altında ele alınır. Bunların başlıcaları şunlardır:
1. Dinin korunması
2. Canın korunması
3. Aklın korunması
4. Neslin korunması
5. Malın korunması
Bu beşine “zaruriyat-ı hams” adı verilir. Bu beş temel esas korunduğunda, toplum dinamik, huzurlu, temiz bir toplum olacaktır. İlerleyen kısımlarda ayrıntılar da gelecektir. Burada ayrıntıya girmeden, bu esaslarla alakalı bazı noktalara dikkat çekmekte yarar görüyoruz:
1. Din, insan hayatında en önemli bir esastır. Bediüzzaman şöyle der:
“Din hayatın hayatı hem nuru, hem esası.
İhya-yı din ile olur şu milletin ihyası.”[1]
Doğduğumuzda kulağımıza ezan okunur, öldüğümüzde ise camide salâmız verilir. Öyle görülüyor ki, dinin hayatın tamamını kuşatan bir yelpazesi bulunmaktadır. Din ve vicdan hürriyeti, en tabiî haklardandır. İslâm beldesinde yaşayan başka din mensupları da bu hürriyete sahiptirler. Hz. Peygamber'in idaresi altında Yahudilerin de yaşaması, 1453'ten sonra İstanbul'da Hristiyan varlığının devamı, Avrupa'da Yahudilerin ancak Endülüs Emevi Devletinde rahatça yaşamaları, bu devletin 1492'de yıkılmasıyla, burada yaşayan Yahudilere Osmanlı Devleti'nin kucak açması… gibi tarihi gerçekler, bunu isbata kafidir.
2. Haksız bir cana kıymak, Kur'an'da sanki bütün insanları öldürmek gibi kabul edilmiştir.[2] Bir mü'mini kasten öldüren hakkında "onun cezası ebedi cehennemdir. Allah ona gadap eder ve lanetler, ona büyük bir azap hazırlar" denilmiştir.[3]
Haksız yere öldürmelerin önüne geçmek için "kısas" farz kılınmıştır. "Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır. Olur ki, sakınasınız."[4] ayeti kısasın hikmetini açıklar. Yani, haksız yere can almaların önüne geçmek için, cana kıyanların devlet eliyle........
© Risale Haber
