Afyon Hapsinde Güvercin Kalpler
Rum ile Nur
Bediüzzaman, Kastamonu’da iken Asa-yı Musa Risalesini bastırmak için müfredatını hazırlar. Denizli Hapsi olunca geri kalır. Hapis sonrasında Kur’ân harfleri ile bastırılması için tekrar harekete geçilir. Tâhirî, Hüsrev, Rüşdü, Nazif Çelebi İstanbul’da toplanır. Fakat bir türlü eser basılamaz. Üstad çok kızar.
“Bu hizmet nasip olmayacak bunlara. Bu mesele Risale-i Nur’un Tâhir (temiz) elleriyle tahakkuk edecek. Herkes bir Asa-yı Musa yazsın. Herkes bir Asa-yı Musa yazarsa, ondan âhir ömrüne kadar vazife sorulmayacak. Bu hizmet onun şahadetnamesi olacak, sınıfı geçecek. Yalnız bu Asa-yı Musa’yı yazsın.”
Her yerde seferberlik başlar. Çarşılarda kâğıt, mürekkep, kalem ucu kalmaz. İbrahim birçok Risale yazar. Birinci’den Dokuzuncu Söz’e kadar olan kısmı beş yüz nüsha yazar. Aynı heyecanla yeni Risale’leri de yazar. Sıra Risale’lerin Üstad’a teslimine gelir. İnebolular İbrahim’i seçerler. Fakazlı çerçi kılığına girer. Risale’leri bavullara doldurur, Emirdağ yollarına düşer. Bu vesileyle daha çok Üstad ile görüşme fırsatı bulur.
Her geçen gün hayat şartları ve teknoloji değişmektedir. İnebolu hizmet erleri daha hızlı neşir yapabilecekleri metotlar arar. 1944 yılında teksir makinasıyla ‘bin kalemli Nurcu’ gibi süratle çoğaltılma başlarlar. Üstad teksir hizmetinde gösterdikleri gayret ve sadakat için tebrik eder. [1]
Küçük Isparta ortasında var bir Küçük İbrahim
Canım Küçük İbrahim
Bu İnebolu Nurcu’larının hepsi de yavuz
Biz Risale yazarız, biz Risale okuruz
İnebolu, başta Nazif Çelebi, Selahâddin Çelebi ve İbrahim Fakazlı olmak üzere, sadık Nur Talebelerinin gayretleriyle Isparta’dan sonra ikinci hizmet merkezi hâline gelir. Bu özelliğinden dolayı Üstad İnebolu’ya ‘Küçük Isparta’ adını verir. Fakazlı’ya göre Risale-i Nur’un Kastamonu ilçeleri içinde en çok İnebolu’da yayılmasının nedeni Nazif’in İnebolulu olması ve İnebolu’da bulunmasıdır.
İbrahim çoluk çocuğuyla hizmete sahip çıkar. Dünyaları Said Nursi olur. Dokundukları, gördükleri, işittikleri o nur ile nurlanır. Öyle ki eşi Şahide Hanım bülbülün “Said… Said… Said…” diyen seslerini işitir hale gelir.
İbrahim, Nazif Çelebi için İkinci bir Selahâddin hükmüne geçer. Selahâddin ile Nazif’in sağ ve sol kolu gibi hizmet ederler. Üstad bu hâllerini takdir eder. [2]
İbrahim, Bediüzzaman’ı ilk kez Salih Uğurtan’dan duymuştur. Çıktıkları bu yolda birbirlerini yalnız, Üstad’larını mektupsuz bırakmamışlardır. Üstad ikisinin dostluğunu önemser, mektuplarda onları birlikte anar.[3]
Afyon Hapsinde güvercin kalpler
Hükümetin din üzerindeki baskısından bıkan halk alternatif arar. 1946 yılında o fırsat doğar. Demokrat Parti kurulur. Halkın Demokrat Partiye teveccühünü hisseden bazı çevreler dindarlar üzerine yeni oyunlar oynamaya kalkar. Nur Talebeleri hedef tahtasına oturtulur. Baskın ve........
© Risale Haber
visit website