menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ramazan'ın Üç Hali: Rahmet, Mağfiret ve Kurtuluş

7 0
24.03.2025

M. Burak Tunay

Medine'nin sıcak sokakları, Ramazan-ı Şerif’in gelişiyle birlikte bambaşka bir iklimle mü’minleri karşılıyordu. Bütün şehir sohbeti nebevinin feyziyle adeta ulvi renklerle boyanmış, hâllerden en güzel hâle bürünmüştü. Ashâb-ı Kirâm Efendilerimiz (RA), gün boyunca oruç tutmanın verdiği manevi huzurla doluyor, akşamları ise iftar sofralarının bereketi, teravih namazlarının coşkusu ve Resulullah (ASM)’ın gün boyunca süren sohbetlerinin feyziyle dolup taşıyordu. Sahabelerin hepsi bu mübarek ayı en verimli şekilde değerlendirmeye çalışıyor, birbirleriyle ibadette yarışıyordu.

Günlerden bir gün, Mescid-i Nebevi ‘de Resulullah (ASM), Ramazan-ı Şerif'in faziletlerinden bahsediyordu ve: "Ramazan ayının başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ise cehennemden kurtuluştur.[1]" buyurdu. Sahabeler bu sözün hikmetini düşündükleri bir sırada elbisesi bembeyaz, saçları simsiyah, üzerinde sefer alameti olmayan ve o mecliste Resulullahtan başka (ASM) -yüz ifadesinden anlaşılacağı üzere- kimsenin tanımadığı bir adam çıkageldi. Onun (ASM) yanına sokuldu, önüne oturdu, dizlerini dizlerine dayadı, ellerini (kendi) dizlerinin üstüne koydu ve:

"Ya Muhammed! İman, İslâm, ihsan nedir? Tarif et.[2]" diye sordu.

Sahabeler bu soru karşısında şaşırmış bir halde birbirlerine bakarken Resulullah (ASM) tarife başladı:

“İslâm, Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın resulü olduğuna şehadet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı eksiksiz (tastamam) vermen, ramazan orucunu (eksiksiz) tutman, yoluna güç yetirebilirsen Kâbe’yi ziyaret (hac) etmendir.

“İman, ayrılmaz bir bütündür. Allah’a inandığın gibi meleklerine, meleklerine inandığın gibi kitaplarına, kitaplarına inandığın gibi peygamberlerine, peygamberlerine inandığın gibi ahiret gününe inanmandır. Ve bütün bunlara inandığın gibi kadere, hayrına ve şerrine iman etmendir”

“İhsan, Allah’a onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu zahiri nazarla görmüyorsan da, o Semi’ ve Basîr’dir. Seni mutlaka görüyor ve duyuyor.” buyurdu.

Her sorduğunda Adam:

“Doğru söyledin” diyerek tasdik etti. Adamın hem sorup hem de tasdik etmesini sahabeler tuhaf karşıladılarsa da henüz Resulullah’a sormamış fakat içten içe merak içinde........

© Risale Haber