Hz. Muhammed (asm) ve İlk Ramazan
M. Burak Tunay
Hicret'in ikinci yılı, Şaban ayıydı. Medine'de Müslümanlar büyük bir heyecan içindeydi. Çünkü Bakara Suresi'nin 183. Ayeti[1] henüz yeni nazil olmuş böylelikle Ramazan orucu farz kılınmıştı. Peygamber Efendimiz (ASM), bu müjdeyi ashabına duyurduğunda, kalplerinde tarifsiz bir sevinç ve heyecan oluşmuştu. İlk Ramazan'a kavuşacak olmanın mutluluğunu yaşıyorlardı. Oruç, sadece aç ve susuz kalmak değil, aynı zamanda nefsi terbiye etmek, sabrı kuşanmak, yardımlaşma ve dayanışma duygularını içten içe pekiştirmekti.
Nisan yağmuru gibi menfaatli o Rahmet mevsimi günden güne yaklaşıyor, bir yandan da ordu İslamiyet’in kaderini belirleyecek Bedir savaşına hazırlanıyordu. Hazırlıklar devam ederken on altıncı gün Peygamber Efendimiz (ASM) ashabını bir araya topladı. Çünkü O (ASM), ferasetiyle ashabının akıllarında bazı soru işaretleri olduğunu biliyordu. İlk Ramazan'ın nasıl olacağının heyecanı ile birlikte bir de Bedir Savaşı'nın akıbeti hususunda merak ediyorlardı. Peygamberimiz, (ASM) ashabına tebessümle baktı ve şöyle buyurdu:
"Ey Ashabım, Cenab-ı Hak yeryüzünü insanlığın şerefine kurulu bir sofra olarak yaratmış ve nimetlerin bütün çeşitlerini o sofraya hesapsız bir tarzda dizmiştir. İşte O Sultanımız,........
© Risale Haber
