menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Orucu Tutabilmek Zaferdir

9 0
13.03.2025

Şairliği kadar mütefekkir yönüyle de bilinen “Doğunun Yedinci Oğlu” merhûm Sezai Karakoç ‘Samanyolunda Ziyafet’ adlı eserinde oruca dair şunları yazmıştı: "Oruç, rûhun, madde üzerindeki zaferini ilân için verdiği bir savaşın adıdır." Yani, oruç, kişinin nefsiyle yaptığı mānevî cihadın ta kendisidir; sadece midesine değil, bütün âzâlarına oruç tutturabilen nefsinin ve hevâsının sırtını yerine getirmiş ve zafer kazanmıştır. Öyle bir orucu tutanlar oruçlu halleriyle nefsiyle ve şeytanıyla gazâdadır ve cihat halindedir.

Bir mübarek ramazan ay’ına daha erdik. “Merhaba”larla karşıladığımız ayın ilk yarısını geri bırakıyoruz. Gün be gün birer ikişer dakika uzayaduran bahar öncesi şu günlerde, oruçla bünyeler yavaş yavaş açlığa alıştı; öncesinden hazırlıklı olanlar için zaten mesele yoktu, hâlen eksiği olanlar da alışacak. Tümseğin üstüne çıkmak üzereyiz ki ondan sonrası artık iniştir. “Elveda” diyerek buruk bir sevinçle uğurlayıp bayrama ereceğimiz günlere ne kaldı ki!

Ramazan ayının başlamasıyla beraber mideler, mutâd hale gelmiş üç öğün yemek alışkanlığına bir süre ara verip bakıma alındı. Mideler de gövdeler de ruhlar da hafifleyip rahatlayacak. Bunların hepsi çok güzel. Ancak bir de uzun uzun aç kalıyoruz ya, oruç ibadeti sırasındaki açlığın lezzetini doya doya hissetmek lâzım.

Semâvî dinlerdeki oruç ibadetinin hikmeti, insanın maddi varlığı olan bedeninin dışında, bir de hakiki varlığı olan rûhunu ve nefsini terbiye etmek gâyesidir. Kanaatimce, semâvî dinlerden uzakdoğu mistik inanç öğretilerine taşınarak bugünlere kadar süregelen ve halen Budizm gibi inanç sistemlerinde uygulanan ‘ölmeyecek kadar az yemek’ suretiyle nirvana’ya (erdeme/kemâle) ulaşma anlayışı vahiy kaynaklıdır veya vahiyden etkilenmiştir. Çünkü insanın maddesi hafifleştikçe rûhu kesafet ve keyfiyet kazanarak ağırlaşıp kemâle eriyor. Ya da tam........

© Risale Haber