Çok Çok Kârlı Bir Ticaret Anlaşması
Zamanlar ötesinde yaptığımız anlaşmayı ve verdiğimiz sözü hiçbirimiz hatırlamıyoruz. Fakat her insan, şartlarına riâyet ettiği takdirde kendisini sevindirip çok büyük kazançlarla ebediyyen yüzünü güldürebilecek sözleşmeyi Alemlerin Rabbiyle yapmış. Şartları yerine getirildiğinde zarar ettirmeyecek o ticaret çok büyük kâr getireceği gibi anlaşmaya uymayana pişmanlıklarla sîne dövdürecektir; tıpkı günümüz ticaretinde olduğu gibi. Her sözleşmenin hükümleri, akde aykırı davranan tarafları cezâî yükümlülüklerle bağlar.
Yüceler Yücesi, bizden sözünü aldığı bu kazançlı ticaretten, hikmetli Kitabındaki Saf Sûresinin 10. âyetiyle dikkatimizi çeker: يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا هَلْ اَدُلُّكُمْ عَلٰى تِجَارَةٍ تُنْج۪يكُمْ مِنْ عَذَابٍ اَل۪يمٍ “Ey imân edenler! Sizi acı bir azaptan kurtaracak ticareti size göstereyim mi?” Sonraki iki âyet alışverişin şartlarını ve gereklerini açıklar: تُـؤْمِنُونَ بِاللّٰهِ وَرَسُولِه۪ وَتُجَاهِدُونَ ف۪ي سَب۪يلِ اللّٰهِ بِاَمْوَالِكُمْ وَاَنْفُسِكُمْۜ ذٰلِكُمْ خَيْرٌ لَـكُمْ اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَۙ “Allah´a ve Resûlüne inanır, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihâd edersiniz. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır.” Âyetin devamında ise hayırlı olan bu mükâfatın ve kazancın ne olacağı beyân edilir: يَغْفِرْ لَـكُمْ ذُنُوبَكُمْ وَيُدْخِلْـكُمْ جَنَّاتٍ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُ وَمَسَاكِنَ طَيِّبَةً ف۪ي جَنَّاتِ عَدْنٍۜ ذٰلِكَ الْفَوْزُ الْعَظ۪يمُۙ “İşte bu takdirde O, sizin günahlarınızı bağışlar, sizi zemininden ırmaklar akan cennetlere, Adn cennetlerindeki güzel meskenlere koyar. İşte en büyük kurtuluş budur.”
Kezâ, sözü edilen ticaretten Tevbe Sûresinin 111. âyetinde yakın mânâyla şöyle bahsedilir: اِنَّ اللّٰهَ اشْتَرٰى مِنَ الْمُؤْمِن۪ينَ اَنْفُسَهُمْ وَاَمْوَالَهُمْ بِاَنَّ لَهُمُ الْجَنَّةَۜ … وَمَنْ اَوْفٰى بِعَهْدِه۪ مِنَ اللّٰهِ فَاسْتَبْشِرُوا بِبَيْعِكُمُ الَّذ۪ي بَايَعْتُمْ بِه۪ۜ وَذٰلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْعَظ۪يمُ “Allah müminlerden, mallarını ve canlarını, kendilerine (verilecek) cennet karşılığında satın almıştır. … Allah´tan daha çok sözünü yerine getiren kim vardır! O halde O´nunla yapmış olduğunuz bu alışverişinizden dolayı sevinin. İşte bu, büyük kazançtır.”
Hemen ardından gelen âyette ise, اَلتَّٓائِبُونَ الْعَابِدُونَ الْحَامِدُونَ السَّٓائِحُونَ الرَّاكِعُونَ السَّاجِدُونَ الْاٰمِرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَالنَّاهُونَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَالْحَافِظُونَ لِحُدُودِ اللّٰهِۜ وَبَشِّرِ الْمُؤْمِن۪ينَ bu alış verişi yapanlar, “Tevbe edenler, ibâdet edenler, hamd edenler, oruç tutanlar, rükû’ edenler, secde edenler, iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah´ın sınırlarını koruyanlardır.” diye tarif edildikten sonra, âyet “O müminleri müjdele!” muştusu ve İlâhî va’diyle biter.
Rableriyle bu çok kârlı ve yüksek kazançlı ticareti yapacak olanların kimler olacakları ve bu satıcılara alışverişlerinde asla zarar etmeyeceklerinin garantisi Fâtır Sûresinin 29. âyetinde de verilir: اِنَّ الَّذ۪ينَ يَتْلُونَ كِتَابَ اللّٰهِ وَاَقَامُوا الصَّلٰوةَ وَاَنْفَقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِراًّ وَعَلَانِيَةً يَرْجُونَ تِجَارَةً لَنْ تَبُورَۙ “Allah´ın kitabını okuyanlar, namazı kılanlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan (Allah için) gizli ve açık sarf edenler, asla zarara uğramayacak bir kazanç umabilirler.”
Müşterisi göklerin ve yerlerin hazinelerinin sahibi olan Cenâb-ı Allah öyle bir ticaret yapmaktadır ki, satıcı olan insanların ve cinlerin, müşterinin satıcılara kendi hazinelerinden verdiği canla, malla, akılla, kuvvet, kabiliyet, maddî ve mânevî istidat ve lâtifeleriyle hiçbir riski ve kaybetme tehlikesi olmayacaktır.........
© Risale Haber
