Mutluluk Çemberi
İnsan, Allah’a muhatap olan; O’nun bütün isimlerine cami küçük bir kâinattır. Diğer bir ifadeyle, kâinattan süzülmüş hülasatül hülasa muhteşem bir varlıktır insan. Allah insanı intihap etmiş; ona meleklerin üzerinde değer vermiş ve ebedi bir saadeti; diğer bir ifadeyle ebedi bir mutluluğu vadetmiştir. Öyle bir mutluluk ki, bu mutlulukta duraksama ya da engelleme unsurları mümtenidir. Cenab-ı Hak bu vaadini Vakıa Suresi 33. Ayet-i Kerimesinde “Lâ maktû'atin velâ memnû'a(tin); yani Tükenmeyen ve yasaklanmayan saadet şeklinde tasvir eder. Yani, öyle bir saadet ki, hep mutluluk ve hiç engeli ya da yasağı olmayan bir saadet. Ne büyük servet…
İnsanın bu mutluluğa erişmesi için dört şeytanla cihat etmesi esastır. Nedir bunlar? Birincisi İblis; her an ayağımızı kaydırmaya çalışan ve Yasin-i Şerif’te “adüvvün mübin” yani apaçık düşman olarak ihtar edilen İblis. İkincisi ve daha tehlikelisi olan “nefis”. Şeytan sadece vesvese ve telkin eder. Nefis ise hevaya kapılarak uygular. Hatta hevayı ilah derecesine kadar çıkararak büyük bir vartaya sürükler. Allah, Kur’an-ı Kerim’in Furkan Suresi 43. Ayet-i Kerimesinde “Menittehaze İlâhehu hevahû” yani “Hevasını, ilahlaştıran kimseyi gördün mü?” şeklinde uyarıda bulunur. Üçüncü şeytan ise, kötü arkadaş ki, bu öncekinden de tehlikeli! Bir de kötü arkadaşlar grup olarak insanı çepe çevre sardı mı, o insanın gayya kuyusuna düşmesi kaçınılmaz........
© Risale Haber
