Vehim, İnsanı Nereye Kadar Götürür Ki?
Yakın bir zamanda, kendini yetiştirmiş ehl-i diyanet bir arkadaşı dinliyorum. Her sene, sağlam ve güvenilir bir Kur'an meali bitirin, diyor. Çok su götüren mealler olduğu için de okumada dikkatli olunmasını istiyor. Başta Diyanet meali olmak üzere, okumaların, başka meal veya tefsirlerden sağlama, doğrulama yapılmasını da tembih ediyor.
En az beş kaynaktan siyer okunmasının yanında, dünyadan haberdar olunması için de bazı isimlerin kitaplarını tavsiye ediyor. Konuşmasında, arkadaştan hayatı, tahkiki imanı, insanı, ahireti, Allah'ın güzel isimlerini, Kur'an'ın bu asra mesajını iyice anlamak için de Risale-i Nurları okuyun, demesini bekledim; ama nafile.
Her nedense, dindar kitleden bu konuda ya cehaletlerinden ya da ilgisizliklerinden Nurları tavsiye edene az rastlıyoruz. Hatta bunlardan aleyhte yazan bazılarından da anlıyoruz ki bunlar Nurları ya hiç okumamışlar ya da okuduklarını anlamamışlar. Konuşmalarından tanıyıp denk geldiğim ve takdir ve beğeni ile dinlediğim Fikret Çetin gibi arkadaşlar zor bulunuyor. Fikret Çetin Bey, hem Arabiyâta hem de İslamiyâta ileri derecede hâkim ve dolu bir arkadaş. Risale-i Nurlar da ona ayrı bir derinlik, munislik ve ikna kabiliyeti katmış. Geçen hafta, Trabzon İl Müftüsü İsmail Çiçek Hocayı ziyaret ettim. Dört risale hediye ettim. Aynı heyecan ve munisliği onda da gördüm.
Ehl-i diyanetin başta, mesela Küçük Sözleri tanımalarını ve okumalarını çok isterim. Özellikle Birinci ve İkinci Söz'ü. Birinci Söz için, "İslamiyetin özeti" nitelemesi yaparım bazen. İnsanı imanla, Kur'an'la bütünleştiren, hayatla birleştiren bir yaklaşım var Birincisi Söz'de. İslâm sarayının kapısını açan besmeleyi anlatıyor olması yönüyle de önemli.
Eskiden biraz ukalalık yapar, karşılaştığım imam arkadaşlara "Katil, tüfek atmasaydı ne olurdu?" sorusunu sorardım. Çoğundan, ya mutezilî ya da cebriyeye yakın cevaplar alırdım. Ehl-i sünnete göre cevaba neredeyse denk gelmedim. Baktım olmuyor, bazen de sıkıntı yaşıyorum; bu adetimi terk ettim. Bu sefer de en azından beş vakit okuduğumuz besmelenin anlamını sormaya başladım, denk geldiğim imam arkadaşlara. Kuru ve bilinen cevaplar karşısında, Birinci Söz'ü özetlediğimde, şaşırtıcı takdir ve tebrikler ile karşılaştığım oluyordu. Kuşatıldığımız nimetlerin her birinin birer harika-i sanat, birer mucize-i kudret ve hediye-i rahmet olduğunu; bunların sahib-i hakikisini bilmek, anlamak ve hürmetle görmek........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein