menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

'Vallahi Kazandım, Gitti'

12 1
12.02.2025

İkinci Dünya Savaşında, Yahudilerin uğradıkları zulmü, ırkçılık ve hürriyetlerinin elinden alındığını dramatik ve biyografik özelliklerle anlatan ve 2002'de gösterime giren "Pianist" adlı bir film var. İzleyen herkesi, hüngür hüngür ağlatan bu film, 33 dalda da ödül almış. Film insanları ağlatıyor. Niçin ağlatıyor?O dönemde yaşanan acıları ve zulümleri bütün çıplaklığıyla gözler önüne sermekte başarılı da onun için.

Şimdi düşünün. Neticede bu, bir film. Sürse sürse de üç saat sürer. Sen de en fazla üç dört saat ağlarsın, tepkini, en azından nefretini filmde anlatılan zulmü yapanlara yöneltir ve rahatlamaya çalışırsın. Bu filmin senaryodan uyarlanarak canlandırmaya çalıştığı zulüm, tehcir, ayrımcılık herhalde üç saat sürmedi değil mi? İki üç sene sürdü.

Şimdi bir de bu filmde anlatılanların dekor, yer ve o zulmü uygulayan aktörün değişerek aynı şekilde iki senedir, gerçek olarak devam ettiğini düşünün. Yani film, yeniden sahnede ama gerçek olarak sahnede. Yapılan zulüm, vahşet aynı. Hatta o derece ki bu vahşeti anlatmak için, artık kelime bile bulunamıyor. Nutuklar tutulmuş ve kurumuş. Kelimeler, bu zulmü anlatmakta kifayetsiz kalmış.

Yaşanmış olayları senaryodan uyarlayan Pianist filmin başrolünde, bazı Avrupa zalimleri vardı. Şimdi de gerçek filmin başrolünde ise; o zamanın mağdurları Yahudiler, yine Avrupa ve Amerika zalimleri ve bazı Asya münafıkları var. Fakat filmi ve şimdi devam eden gerçek filmi izleyenler arasında garip bir fark var. Farkı, fark ettiniz değil mi? Filmi izleyenlerin tepkisi sahici ve gerçek. Gerçekten ağlıyor ve bağırıyorlar. Fakat şu anda devam eden gerçek film karşısında insanlık sadece seyirci. Tepki yok gibi. İnsanlık oturmuş seyrediyor sadece. Hem de canlı canlı seyrediyor.

Aslında, gerçekten bu vahşet karşısında oturup ağlamamız, saç baş yolmamız; gelecek nesiller bu gerçek filmi seyrettiklerinde "Yok muydu kurtaracak bu baht-ı kadar maderini?" sitemlerine hedef olmamak için, elimizden geleni yapmamız gerekmiyor mu? Bu gerçek filmin içinde neler yok ki? Annelerinin, babalarının bedenlerini toplayan çocuklar, çocuklarının cesetlerini yerden kazıyarak çıkaran anneler, babalar; insanların canlı canlı yakılarak öldürüldüğü, organlarının alındığı; ibadet ve halindeyken mescitlerinin, tedavi olurken hastanelerinin bombalandığı, tesirlerini ölçmek için yeni denemelerin yapıldığı sahneler var.

İşte, başrolünde yandaşlarıyla birlikte Yahudilerin olduğu bu filmin adı; ölümlere denk vahşet karşısında başını dik tutarak,........

© Risale Haber