menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Deccal’den Korunmak İçin Kehf Suresi Okunmalı Anlaşılmalı

7 0
23.03.2025

Peygamber Efendimiz’in (S.A.V) Kehf suresi ile ilgili birçok hadisi bulunmaktadır. Onlardan bazılarını belli bir bütünlük içinde ele almaya çalışacak bu şekilde surenin verdiği mesajı ve bazı istikbale dair haberlere işaret ettiği için o yönünü de göstermeye çalışacağız.

Evet birinci hadiste Peygamber Efendimiz (S.A.V) şöyle buyuruyor:

“Men karae selase ayatin min evvelil kehfi usime min fitnetil deccal” Yani “Kehf suresinin ilk üç ayetini okuyan kişi deccal fitnesinden korunur.”

Öncelikle bu ilk üç ayeti şöyle okuyalım. Ayetlerin Arapça okunuşu şu şekildedir:

1.Elhamdulillâhillezî enzele alâ abdihil kitâbe ve lem yec’al lehu ıvecâ(ıvecen).

2.Kayyimen li yunzira be’sen şedîden min ledunhu ve yubeşşirel mu’minînellezîne ya’melûnes sâlihâti enne lehum ecren hasenâ(hasenen).

3.Mâkisîne fîhi ebedâ(ebeden).

Ayetlerin Türkçe meali ise şudur:

1-Ezelden ebede hamd o Allah’a mahsustur ki; O insanları kendi tarafından çetin bir azap ile ikaz etmek, iyi iş ve davranışlarda bulunan salih müminlere kendileri için içinde ebedî kalacakları güzel bir ecir bulunduğunu müjdelemek için kendisinde hiçbir tenakuz ve eğrilik bulunmayan dosdoğru kitabı indirdi.”

Burada bir işaret var, o da şudur:

Deccal çıktığında ya da Deccal fıtratlı kişiler her asırda çıktıklarında saldıracakları noktalardan belki de en başı, Kur’an’a saldırmaları olacak ve “Kur’an’ın içinde eğrilik büğrülük var” anlamında ithamlarda bulunacaklar. “Kur’an bulunduğumuz asra artık hitap etmiyor. O çöle hitap eden bir kitaptır. On dört asır evveline hitap etmiş bir kitaptır. Toplumumuza hitap etmiyor. Çağdışı bir kitap” gibi ithamlarda bulunacaklarını bu Kehf suresinin başı ifade ettiği için Deccal’in yapacağı fitne ve fesadın ana noktasını, Kur’an’a bu noktada saldırı olacağını Peygamber Efendimiz (S.A.V) o zamandan bildiriyor. “Dikkat edin! “Kur’an’a saldıran bu tarz kişiler kendi dönemlerinde bir deccallik yapıyorlar. İster siyasi mânâda ister ilmî mânâda kim olursa olsun insanları aldatıyorlar” diyor.

Kur’an bir bütündür. İlm-i İlahiden gelmiştir ve sonsuz bir ilmin eseridir. Kendi içinde beraber ele alındığında o bütünlük çok rahat şekilde görülebiliyor. Bu manada ekranlara çıkarak Kur’an hakkında ithamlarda bulunan kişilerin bahsettikleri konuyu biz, Kur’anda konu okuması şeklinde ilgili ayetlerle beraber okuduğumuzda aslında kişilerin aldatıcı şekilde konuştuklarını görebiliyoruz. Çünkü deccal, lügat manasıyla, sürekli ve en az üç yönden aldatan kişi veya kişiler ve rejim demektir. Bir kişi de olabilir en az üç kişi ya da dört kişi de olabilir. Bu açıdan bakıldığında aldatıcılık yapıyorsa, ki burada da Kur’an’ın bir âyetini göstererek Kur’an’ın tamamı böyleymiş gibi bir fikri ortaya atmak bir deccalliktir. Kim olursa olsun bunu yapan insan Kur’an konusunda hiçbir bilgisi olmayan insanları kandırıyor, aldatıyor, manipüle ediyor anlamına gelir.

Bu mânâda o tarz kişilere karşı uyanık olmak gerektiğini, bir de o dönemin kişilerinin sergilemesi gereken tavrı da burada görüyoruz. Kur’an‘ın bütünüyle olaya yaklaşmakla, bütünsel boyutuyla külli bir manada Kur’an’da okuma yapıldığında, âyetlerde vurgulandığı üzere, işin derinliklerine doğru inildiğinde asla ve kat’a bir çelişki olmadığını fakat Kur’an’ın da bir imtihan unsuru olarak zahir boyutunda bazen, böyle kıt akıllılar veya dar akıllılar veyahut da kötü akıllı kişilerin veya niyeti bozuk kişilerin yoldan çıkmalarına yol açacak şekilde imtihan unsuru ifadeler taşıdığını görebiliyoruz.

Birinci hadiste vurgulanan âyetler, bu deccal fitnesine karşı ilk ayetlerdir. Orada aslında uyarı olarak söylüyor Peygamber Efendimiz (S.A.V kendi bulunduğu dönemde… Çünkü Deccaller, başka hadislerde geçtiği üzere yirmi yedi veya otuza yakın olacaklar, denilir. Peygamberimiz’in (SAV) kendi döneminde dahi, üç ya da dört tane Deccal çıkmıştır. Efendimizin (S.A.V) vefatından sonra da onlarla savaş yapılıyor. Sonraki asırlarda da çeşitli toplumlarda da, o karakterde, o fitneyi yapacak kişiler ortaya çıkmışlar. Kur’an’a da saldıracaklarını hadisteki vurgulardan anlayabiliyoruz. Ki ülkemizde de bu tarz Kur’an’a yönelik saldırılar olduğunu görebiliyoruz. Çünkü Köy Enstitüleri’nde yetişen Mustafa Sungur, Üstad Bediüzzaman’ın talebesidir ki o şöyle söylüyor: “Biz Allah’a inanıyorduk fakat kitaba inanmıyorduk, ahirete inanmıyorduk, peygambere inanmıyorduk. Okulda böyle bir boyuta kadar bizi getirdiler” diyor. “Çünkü çöle inmiş bir kitap, o buraya nasıl hitap edebilir, diye bizi okulda zehirlediler” diye söylüyor. Ki bahsettiği durum 1938-1945’li yıllardan bahseden bir hadisedir.

Diğer hadis:

Burada ilginç bir ifade tarzı var. Şöyle ki; “Uyurken Kehf Suresi’nden on ayet okuyan kişi Deccal fitnesinden kurtulur. Uyuyacağı zaman bu surenin son ayetlerini okuyan kişiye bu ayetler kıyamet gününde başından aşağıya kadar bir nur olur.” Bu hadiste enteresan bir ifade var: “Uyurken” veyahut “Uyuyacağı zaman” tabirine vurgunun sebebini şöyle anlayabiliriz: “Bu ayetleri o nispette iç dünyanıza yerleştirin ki, artık rüyanızda dahi siz o ayetleri okuyacak şekilde (özellikle ilk on ayettir burada vurgulanan çünkü devamında sondaki ayetlerden bahsediyor son on ayettir) ilk on ayeti rüyalarınıza işleyecek şekilde, artık rüyanızda okuyacak derecede ezberleyin, tekrar edin, bir zikir haline getirin, manasını, şuur-altına kadar yerleştirin.” Önceki hadiste gördüğümüz üzere ilk üç ayet Deccal fitnesinin mahiyetini söylüyor. Diğer yedi ayet ise korunmanın daha mükemmel halini ifade ediyor. Diğer âyetlerin Arapça okunuşu şu şekildedir:

4. Veyunżiralleżîne kâlûtteḣażallâhu veledâ(n)

5. Mâ lehum bihi min ‘ilmin velâ li-âbâ-ihim keburat kelimeten taḣrucu min efvâhihim in yekûlûne illâ keżibâ(n)

6. Fele’alleke bâḣi’un nefseke ‘alâ âśârihim in lem yu’minû bihâże’l-hadîśi esefâ(n)

7. İnnâ ce’alnâ mâ ‘ale-l-ardi zîneten lehâ linebluvehum eyyuhum ahsenu ‘amelâ(n)

8. Ve innâ lecâ’ilûne mâ ‘aleyhâ sa’îden curuzâ(n)

9. Em hasibte enne ashâbe-lkehfi ve’r-rakîmi kânû min âyâtinâ ‘acebâ(n)

10. İż eve’l-fityetu ile’l-kehfi fekâlû rabbenâ âtinâ min ledunke rahmeten veheyyi’ lenâ min emrinâ raşedâ(n)

Ayetlerin Türkçe mealleri şu tarzdadır:

4-Allah evlat edindi diyenleri de uyarmak için kulu Muhammed’e kendisinde hiçbir tenakuz ve eğrilik bulunmayan dosdoğru kitabı indirdi.

5- Ne onların (Allah evlat edindi diyenlerin) ne de atalarının bu konuda hiçbir ilmi yoktur. Onların küfür ve iftira hususunda ağızlarından çıkan bu söz ne büyük oldu! Çünkü yalandan başka bir şey söylemiyorlar.

6- Bu kitaba inanmazlarsa ve bu yüzden helak olurlarsa arkalarından üzüntüyle nerdeyse kendini harap edeceksin.

7-Biz insanların hangisinin daha güzel amel edeceğini deneyelim diye yeryüzündeki her şeyi dünyanın kendine mahsus bir ziynet yaptık.

[Burada aslında Deccal fitnesinin insanları dünyevileştireceğine dair bir işaret var]

8-Bununla beraber biz mutlaka oradaki her şeyi kupkuru bir toprak yapacağız.

[Bu ayette de Deccalle mücadele edecek kişinin toprak gibi mahviyet ehli olacağı ve olması gerektiğini bildirdiği gibi, Deccalle mücadele edecek şahsın isminin de Saîd olacağına işaret bulunuyor.]

9-Resul’üm yoksa sen sadece Kehf ve Rakim sahiplerinin ibrete şayan olduklarını mı sandın?

[Yani Ashâb-ı Kehf ve Ashâb-ı Rakim sadece........

© Risale Haber