menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Makûsen mütenasip

14 1
10.04.2025

Yaşı ilerlemiş bizim jenerasyon eski kuşak, hep eski dönemin hasretini her vesile dile getirirler.

Geçmişte yaşananları hatırlamak, vazgeçilmez sohbet malzemesidir.

Avcılık ve atıcılık kulübü üyeleri gibi.

Hep tekrar edilen “nerede ah o eski ramazanlar!...” veya “o eski günler!...” gibi.

Kıyaslama neye göre, belirsiz.

Hasretini çektiği eski ramazanlar falan değil. Geçip giden gençlik.

Bir de eski dönemlerdeki başarı hikayeleri çok dillendirilir.

“Biz gençliğimizde şöyle uçardık, böyle kaçardık…” Kahramanlık hikâyeleri…

“İmkânsızlıklar içinde neler yaptık neler bir bilseniz” derler.

Tekrar sayısı bilinmez, Yeşilçam filmleri gibi.

Şu yolların, şu duvarların dili olsa da konuşsa…

Evet buna benzer hatıraları yaşı 60’ı aşmış bizim kuşaktan çok duyarız, duyarsınız. Bu satırların yazarı da aynı kesimden, aynı kuşaktan.

Olayın içinde olduğu için hissettiklerini yazıyor. Biz biliriz birbirimizi…

İşin aslı esası, yeni deyimle “Öz Eleştiri” yani “Nefis Muhasebesi” yapmaya cesaret edemediğimiz anlaşılmalı.

Peki bir mukayese yapalım

Şimdi gelelim muhasebe ve müzakereye.

İster özeleştiri diyelim ister nefis muhasebesi fark etmez.

Fazlamız var eksiğimiz yok. Ancak faaliyet eylem yok derecede az.

Bu........

© Risale Haber