Şeyh Geylanî'nin (k.s.) değil Shakespeare'in askeri onlar...
Vaktiyle İbrahim Tatlıses'ten ne çok dinler idik: "Yemen yolu çukurdandır./Karavanam bakırdandır./Zenginimiz bedel verir./Askerimiz fakirdendir." Eh, göğsümüzdeki de musallataşı değildi, kalpti. Hislenirdik. Çünkü fakirdik. Bahtımızla bağ kurardık. Yani, şol türkü bize de 'askerlikten yırtamayacağımızı' çağrıştırıyordu sanki, muhterem kârilerim. Tabii yazıldığı dönemde hicvedilenler kimlerdi bilemem. Fakat, ne zaman dinlesem ben, aklıma 'kemalist elitler' geliyordu. Zira her sofranın başında onlar vardı. Her kuyunun başını onlar kesmişlerdi. Deli Dumrul misaliydiler. Her köprünün başına heykelli-heykelsiz dikilmişlerdi. Geçenden-geçmeyenden "Vatanı biz kurtardık ha!" deyu vergi alıyorlardı. Bidayette bir çökmüşlerdi her yere. Aman, aman, amaan! Daha kaldırabilene aşkolsun.
Düşünün ki: Selanik'ten ceketini alıp çıkanı Türkiye'nin en büyük toprak ağası olmuştu. Gerisi? Gerisi bey-paşa. Gerisi bize düşen kırıntıydı. Sıyrılmış kemikte kalan etti. Erol Taş'ın ağzından taşan karpuzdu. Kaşıktan dökülenlerdi. Onlar da bize kalıyordu işte. O kadar. Memleketin asıl sahibi onlardı. Böreğin ortası onlardaydı. Tavuğun göğsü onlardaydı. Mevki-makam, şöhret-para, iktidar-itibar ne varsa onlardaydı. Zaten gün gelip 'bedelli askerlik' çıkınca da en çok faydalanan yine onlar olmuşlardı. Özellikle de popçu, oyuncu, bilmem ne tayfalarıyla...
Magazin bültenlerinin ağzına çok sakız oldukları için biliyorum efendim. Yoksa hususi ilgi alanım değil. Parayı veren düdüğü çalar. Yapacak birşey yoktu. Böylece ünlülerin askere gitmesiyle gelmesi bir oluyordu. Sadece ünlülerin de değil. Kodamanların evlatları da askerde kısa bir süre takılıp hemen dönüyorlardı. Diyeceksiniz ki: "Alan memnun, satan memnun, sana ne be? Zaten savaş falan da yok." Evet. Haklısınız. Bence de teyakkuza geçilecek durum mevcut değildi. Ancak insanın gücüne gidiyor. Türkiye'nin en az askere giden kesiminin günün sonunda "Mustafa Kemal'in askerleriyiz!" diye en çok bağıran olması, sanki Kurtuluş Savaşı'nı 'sarıklı mücahidler-çarşaflı anneler' kazanmamış gibi dindarlara mülteci muamelesi çekmesi, işte böyle şeyler, izzetimize dokunuyor.
Geçenlerde de oldu işte. Mezuniyet töreninde disiplinsizlik sergileyip krize sebep olan subaylardan beşinin ihraç edilmesi........
© Risale Haber
