Erzurum’da dini kimliğin inşasında sadece medreseler değil, aynı zamanda tarikatlar da belirleyici bir rol oynamıştır. Medreseler halkı doğrudan Sünni inanca ve Osmanlı devlet otoritesine bağlarken, tarikatlar daha dolaylı bir etkiyle halkı kendilerine bağlamış, ancak nihayetinde onlar da devletin siyasal ve toplumsal düzeniyle bütünleşmiştir. Selçuklu ve Osmanlı yönetimleri, Nakşibendi, Kadiri, Mevlevi, Bektaşi gibi tarikatların faaliyetlerine izin vererek, devletin dini yapısının bir parçası haline getirmiştir. Ancak halk nezdinde, özellikle keramet kavramı ve şeyh-mürit ilişkisi üzerinden şekillenen tarikatlar, çoğu zaman medreseli ulemanın verdiği vaazlardan daha güçlü ve kalıcı bir etki yapmıştır.

Selçuklu ve Osmanlı devletleri, dini yapıyı kontrol altında tutmak adına Sünni........

© Pusula Gazetesi