Ruhu arındıran mucize: Dua…
İlk insandan Hayyam’a ve yıldızlı göklere, ilkel Aborijinlerden Hz.Yusuf’a, Frank Herbert’tan çöl bedevilerine ve bize; ilelnihaye biz güçsüz kullardan kâinatın tek sahibi Allah’a: Dua…
Ona hayatımızın kaç kritik anında sığındık, kim bilir?
★★
Duanın ve yani yargıların en yücesine, en ilahisine sığınmanın, ondan sonra kabullenmişlik içinde tevekkül etmenin inanılmaz gücünü, motivasyon üzerindeki harikulade etkisini anlatmaya gerek yok!
Muazzam bir şey, tarif edilemeyecek güçlü bir duygu…
Ne zengin-yoksul ayrımı var duada, ne kadın erkek-ayrımı...
Allah hepimizin günahlarını affetsin; ben sadece ondan af dilerim ve dâhi yaşadığım inişli çıkışlı hayatta en umutsuz, en karamsar anlarımda bile dua etmeyi -ve dolayısıyla Yaratanımdan medet dilemeyi- hiç kesmedim.
Başkasına da ihtiyacım olmadı.
Şükür!
Gönlüme, kalbime, aklıma, hep iyi geldi dualar; muvazenemi korumama, sarsıldığımda toparlanıp yönümü bulmama hep yardım etti.
Çok şükür!
Bir bana değil, çoğunluğa, hatta belki herkese iyi geliyordur dua etmek, sığınmak, Allah’tan medet ummak…
Çünkü o verdi mi, karşılıksız veriyor, verdiğinin inanç örgüsü içinde bir karşılığı olsa bile insanların çoğu gibi bir şey verip sonra her dakika karşımıza geçip minnet beklemiyor.
Ne güzel, ne yüce, ne kadar rahmanî ve huzur verici…
★★
İnsanları meftun eden güzel dualar var. Sizin de aklınızın köşesinde öyle bir dua vardır illaki…
Hâl böyleyken; sizinle daha önce kimin duasını paylaşmıştım, anımsıyor musunuz?
Yazılarımı........
© Pusula Gazetesi
