menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Keanu diye bir adam

8 13
24.06.2025

Bir adam tanıyorum.

Hoş, tanıyorum dediysem, arkadaş falan değiliz.

Uzaktan ‘seyrediyorum’ kendisini.

Filmlerine de fikirlerine de bayılıyorum.

Motorsiklet tutkusuna ve yaşam felsefesine hayranım…

Mesela bir filminden kazandığı parayla film setinde çalışan emekçilere birer Harley-Davidson motor hediye etmiş. Öyle 50 bin dolarlık falan bir jest değil bu; eline geçen 114 milyon doların 80 milyon dolarını (kabaca kazancının p’ini) etrafındakilere armağan etmesinden bahsediyoruz.

Manyakça bir şey mi bu? Yoksa nirvana mı?

Bir bu değil tabii…

Şöhreti yakaladığı filmin -Matrix’in- kendisine kazandırdığı paranın neredeyse tamıma yakınını lösemiyle savaşan bir vakfa bağışlamış. O miktar, Türkiye tarihinde verilmiş en büyük piyango ödülünün yaklaşık altı katı…

Bir düşünsenize…

Nirvana mı, aptallık mı?

Sonra Şili, Somali, Afganistan, Yemen gibi uzak ülkelerde; batı dünyasından hiç kimsenin dikkatini çekmeyen eğitimsel, sağlıksal, çevresel sorunlar için bir fon oluşturmuş; öyle sembolik paralarla değil, çok büyük miktarda paralarla yoksullar dünyasının sorunlarını çözmek için çabalayan kimselere, gönüllülere omuz veriyor…

Ve en önemli arınma terapilerinden biri olarak boş zamanlarını evsiz barksız insanların arasında geçiriyor.

Ailesinde bir lösemi hikâyesi yaşadıktan sonra bu hastalığın tedavisi doğrultusunda çalışan derneklere her yıl milyonlarca dolar bağışlıyor.

Kendini ‘hiç tanımadığı ve hiçbir zaman karşılaşmayacağı insanlara iyilik yapmaya’ adamış biri.

Her hafta yeni bir Ferrari alabilecekken o her gün metroyu kullanıyor.

Bizde Haluk Levent’in yaptığına benzer........

© Pusula Gazetesi