Yabancı Kelimelerin Telaffuz Sorunu
Batılılar, Ebû Mûsâ Câbir bin Hayyan’a Latince Geber, El Hazermî’ye Latince Algoritmi, El Kindî için Atkindus, El Razî’ye Rhazes, Farabî’ye Alpharabius, İbnü’l Heysem’e Al hazen, İbn-i Sinâ’ya Avicanne, El-Bîrûnî’ye Alpharabius, İbn-i Bacce’ye Avempace, İbn-i Rüşt’e Averroes, Nasîruddin Tûsî’ye Tusi demişlerdir.
Kültürün en önemli başarısı, herhangi bir durumu dönüştürme, kendine benzetme becerisini ortaya koymasına bağlıdır. Dışarıdan her türlü bilgi, beceri, teknik, düşünce alınabilir. Fakat alınan yeniliği, milletin kendi süzgecinden geçirmesi, onun üzerine, sağına soluna kendi kültürünü yansıtacak, kendi öz kütlesini belirleyecek bazı değişikleri katması gerekmektedir.
Yukarıda görüldüğü gibi Batılılar Müslüman âlimleri tanırken ve de onları kendi halklarına tanıtırken onların Arapça veya Farsça isimlerinin telaffuzunu değil, kendi dillerine özellikle Latinceye uygun telaffuzu kullanmış ve o telaffuzla onları anmışlardır. Bu durum en azından kendi kültürel kimliklerine, dil ifade tarzlarına duymuş oldukları saygıdan kaynaklanmaktadır. Bu durum doğru bir yaklaşımdır. Hangi şartlar ve hangi yenilikler olursa olsun, bir millet kendi kültürel duruşunu kullanmış olduğu eserler üzerinde göstermesi gerekmektedir.
Biz Arapça Farsçadan aldığımız kelimeleri aslı gibi kullanma alışkanlığımızın yanına Batı dillerinden gelen kelimeleri de kullanmaya başladık. O kelimeleri kendi ağız özelliklerimiz ile........
© Pusula Gazetesi
