BİR ZAMANLARIN ERZURUM'U…
Hiç kuşku yok ki Kış Turizmi Erzurum için olmazsa olmaz ama Erzurum’da sadece Kış turizmi yok…
Gezilmesi görülmesi gereken bir de Eski Erzurum var…
İstedik ki bugün Bir Zamanların Erzurum’undan sözedelim…
***
Bir zamanların Erzurum’u hakkında 1650’li yıllarda kente gelen Evliya Çelebi ve ondan yaklaşık 100 yıl sonra gelen Ruslar’ın ünlü edebiyatçısı Puşkin’in yazılarından fikir ediniriz. Gerçi üzerine en çok şiir ve yazı yazılan kentlerin başında Erzurum gelir ama Evliya Çelebi ve Puşkin’in tespitleri daha önce olduğu için önemlidir.
Evliya Çelebi, Fırat’ın Dumlu Baba Sultan türbesinin kayasının dibinden doğduğunu, Erzurum ovasında bir çok göl ve bataklık oluşturduğunu ve bu bataklıklarda binlerce turna kuşunun barındığını ifade eder.
Yine bahar aylarında çeşitleri iki yüze yakın binlerce kuşun bataklıklarda ve sazlıklarda konakladığını, buranın bir kuş cenneti olduğunu ve Erzurum’daki fırınların bu sazlıklardan yakacak temin ettiklerini yazar.
Hatta Evliya Çelebi diyor ki;
Erzurumlular ‘Sandalı olmayana kız vermezlerdi.’
Şimdi diyeceksiniz ki sandal ne alaka ?
Efendim Çelebi anlatıyor ki;
‘ Erzurum’un pide fırınları meşhurdur. Pide cılız ateşte pişer. Cılız ateş de ancak sazla olur. Gençler ovadaki sazlıktan saz keserek fırınlara satarlar ve para kazanırlar...’
Erzurum Kalesinin yapısını anlatırken, kalenin içerisinde 1700 ev, on civarında saray ve köşkten bahsediyor.
Kale derken bu gün ayakta kalabilen kısımdan ziyâde, Ulu Camii de içine alan geniş bir alandan söz ediyor.
Bu arada mahalleleri sayarken de 70 Müslüman mahallesine karşı, 7 de Ermeni mahallesi vardır, diyor. O yıllardaki Ermeni nüfusunu merak eden batılılara karşı en iyi cevap olsa gerek.
Medrese ve camilerin niteliğini ve güzelliğinden bahseden Evliya Çelebi; “Hülasa İlim tahsil edilecek bir şehirdir” diye yazmış…
Belki de sevinilecek tek taraf, Evliya Çelebi’nin sözünü ettiği Medrese ve Camilerin bir çoğu bu gün ayakta kalabilmiş.
Örneğin Mahallebaşı semtinden Kongre Cadddesi yönüne indiğinizde İpek Yolu üzerindeki hanların ve Eski Erzurum’un simgelerini görürsünüz.
‘İlim tahsil edilecek bir şehirdir’ dediği Erzurum’da o yıllarda 110 civarında eğitim kurumu vardır ve bölgesinin eğitim merkezidir.
Şehirde 70 civarında Tüccar Hanı, 11 Bekar Odası ve çarşısında 800 civarında dükkanı vardır. Bedesteni, Saraçhanesi, Kazzazları, Kuyumcuları, Terzileri, Sipahi Pazarı, Tahtakalesi, Erzincan Kapı........© Pusula Gazetesi
