Efendiler, Yarın Cumhuriyeti İlan Edeceğiz!
Bazen bir cümle, bir milletin kaderini değiştirir. “Efendiler, yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz.” İşte o cümle de öyle bir cümledir. Kısa, net, sarsıcı. Sanki içinde bir çağın kapanışıyla yenisinin doğuşu gizlidir. Mustafa Kemal Atatürk’ün bu sözü sadece bir yönetim biçiminin değişimini değil, aynı zamanda bir zihniyet devrimini de müjdeler. Çünkü Cumhuriyet, yalnızca bir rejim değil; özgürlüğün, hukukun ve eşitliğin adıdır. Düşünsenize… O günün şartlarında, yorgun bir millet, savaşlardan çıkmış, yıkılmış bir imparatorluğun enkazı arasında nefes almaya çalışan bir halk… Ve tam o anda bir lider, “Artık halk kendi kaderine sahip çıkacak” diyor. Bu, sadece siyasi bir karardır demek eksik olur; bu, bir irade beyanıdır. Cumhuriyet, milletin kendi iradesini kendi eliyle yönetime taşıma biçimidir. Atatürk’ün “Efendiler” diye başladığı o cümlede bile büyük bir incelik vardır. Hitap ettiği kişiler bir avuç asker ya da bürokrat değildir yalnızca; o kelimeyle aslında bütün millete seslenir. Çünkü Cumhuriyet’te artık “efendilik” unvanla, doğumla, soyla değil; çalışmakla, üretmekle, düşünmekle kazanılır. Halk, yani “cumhur”, artık kendi geleceğinin efendisidir. Cumhuriyet’in en büyük kazanımı belki de budur: eşitlik. Her bireyin devlet karşısında eşit olduğu, kimsenin kimseye “kul” olmadığı bir düzen. Osmanlı’nın son dönemlerinde yurttaş değil, teb’a idik. Ama Cumhuriyet’le birlikte hepimiz “vatandaş” olduk. Bu kelimenin içinde bile bir onur, bir hak, bir sorumluluk var. Vatandaş demek, söz hakkı olan,........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d