Bir İsyanın Çöküşü ve Kamyon Karoserinde Biten Hayat
Yazık ki Mehmet Akif’in emanetine yeterince sahip çıkamadık! Aile fertlerinin hayat hikâyelerine baktığımızda, çeşitli sıkıntılar yaşadıklarını, sefalet içinde bir yaşam sürdüklerini görüyoruz.
- YUSUF TOSUN
- 24 Ocak 2025
Akif’in Oğlu Emin Akif
Büyük adamların işleri-uğraşıları da sınavları da büyük olur. Normal insanların en sıradan mevzusu onlar için içinden çıkılmaz kocaman bir probleme dönüşebilir. En çok da aile-gaile mevzuları… Oysa onların çocuklarının da kendileri gibi önemli insanlar olmalarını bekleriz. Onların da babaları gibi zengin, başarılı, çalışkan, gözde… olacağını düşünürüz. Ama değil!… Yanılıyoruz!… Bu kişi, Mehmet Akif gibi ulvi bir şahsiyetin oğlu olsa bile…
Mehmet Akif’in oğlu da hayatta muvaffak olamayabilir. Başarılı olmayı bırakın, nefesi açlık kokup ekmek dilenebilir. Soğuk gecelerde ıssız sokaklarda, çöp bidonlarında yatıp kalkabilir. Dahası; kumar, eroin, esrar bağımlısı olarak derbeder bir yaşama terkedilebilir. Bir baba için bu haller ne kadar da kahredici bir durum değil mi? Hele ki bu baba Mehmet Akif gibi münevver bir kişi ise…
Oysa her babanın gönlünde çocuklarının ahlaklı, başarılı, çevresine faydalı, mutlu bir evlat olması arzusu vardır ve bunun için bir ömür didinip dururlar. Aslında Mehmet Akif de her baba gibi evlatları için fazlasıyla emek vermiş, uğraşmış, didinip durmuştur lakin kader ağlarını farklı örmüştür.
Nitekim Merhum Akif, Mısır’da iken Mahir İz’e yazdığı 17 Aralık 1929 tarihli mektubunda:
“Emin ile Tahir ellerinizi öpüyorlar. Emin, Fahir’e birçok selâmlar gönderiyor. Geçen kış, onlarla birlikte bir resim aldırmıştık. Altına şu kıtayı yazdım:
Ne odunmuş babanız, olmadı bir baltaya sap!
Ona siz çekmeyiniz, sonra ateştir yolunuz.
Meşe hâlinde yaşanmaz, o zamanlar geçti;
Pek de incelmeyiniz, sâde biraz yontulunuz.”
Anne-baba yüreği evlatları için ne yapsa hep az görür ve evlatlarının daha fazlasına layık olduğunu düşünür, kendini suçlu hisseder hep.
Merhum Akif’in altı çocuğundan en büyüğü olan Emin Akif babasıyla en fazla zaman geçiren evladıdır. Millî Mücadele yıllarında ve Mısır’da olduğu dönemde Emin Akif onun en büyük yardımcılarından biri olmuştur. Öyle ki İstiklal Savaşı’nda babası ile birlikte Anadolu’yu karış karış dolaştığını biliyoruz.
Emin’in kız kardeşi Feride anlatıyor:
Sonradan görüştüğümüz bir asker, babamın Anadolu’ya gidişini anlattı. Küçük kardeşimle (Emin Akif 12 yaşlarında) yola çıkmıştı. Aileden bir hatıra olsun diye onu yanına almıştı. Çok sevdiği bu erkek kardeşim (Emin Akif) sonradan vefat etti. Kardeşimi hep sırtında taşırmış. Ayakkabıları yırtılmış. Ayakları kanlar içindeymiş.
Emin Akif de kendisiyle yapılan bir röportajda şunları söyler:
Senelerce onunla Mısır’da baş başa yaşadık. Benden başka muhatabı yoktu. Son yazıları bendedir. Bunların içinde tasavvufa ait olanları da var. Kendisi neşirlerini istemedi. Fakat neşri, edebiyatımıza kazandırılmak istenilirse, ruhundan af dileyerek, neşrinde bir mahzur görmeyeceğim. Bu eserleri edebiyata kazandırmak suretiyle ifa edeceğim hizmetten duyacağım huzur, pederin sözünü dinlememekten mütevellit çekeceğim azaptan daha kuvvetli olacaktır.
Ancak Merhum Akif’in Mısır’da olduğu yıllarda dostlarına yazdığı mektuplardan anlıyoruz ki o sıralar Türkiye’de olan oğullarıyla (Emin, Tahir) ilgili aldığı haberler onu endişelendirmiş ve yakın dostu Fuad Şemsi’den yazdığı mektuplar üzerinden destek istemiştir. Aynı şekilde başka dostlarına yazdığı mektuplarda da benzer endişeyi dile getirdiğini görüyoruz.
Daha sonraları ise Emin ve Tahir’i Mısır’da yanına aldığını, eğitim ve terbiyeleri ile yakından ilgilendiğini görüyoruz. Ancak Emin’in askerlik vazifesini yapmak üzere Mısır’dan ayrılması ve sonrasında yaşananlar onu derinden üzmüştür.
Emin Akif, Mısır’dan 1934’te Türkiye’ye gelmiş ve askerliğini Kırklareli’de er olarak yapmıştır. Askerlik vazifesi sırasında Kur’an’ı Kerim’i ve anlamını arkadaşlarına öğretmek istemiş ve bu gerekçeyle Divan-ı Harb’e (Askeri Mahkeme) verilmiştir. Bunun üzerine Emin Akif birlikte tutuklandığı çavuşu ile cezaevinden firar ederek İstanbul’a, oradan da gemiyle Mersin’e kaçmıştır. Mersin’den de yaya olarak Antakya’ya giderken kimliksiz olduğu ve şüpheli hareketleri gerekçesiyle tutuklanarak Kırıkhan’a gönderilmiştir. Ne olduysa(!) askerlik onun hayatının zehirlenmeye başladığı yıllar olmuş ve bir daha rahat yüzü görememiştir.
Akif’in torunu Selma Argon Ersoy’un anlattıklarından öğreniyoruz ki aslında Emin Akif madde bağımlılığı illetine Mısır’da olduğu yıllarda yakalanmış. Bu durumu da Akif’in, kızı Suat hanıma yazdığı mektuptan yola çıkarak söylediğini açıklıyor torunu Selma Hanım. O da söz konusu mektupta yer alan; ‘Emin yavrum hasta, artık adamlıktan, insanlıktan çıktı’ ifadesidir.
Mehmet Akif bu sıralar Mısır’dadır ve evladı Emin’in askerden firar olayını duyduğunda haliyle çok üzülmüştür. Üzüntüsü; onun arkadaşlarına Kur’an öğretmesine değil, askerlikten firar etmesinedir. Nitekim çok sonraları ortaya çıkan Eşref Edip’e yazdığı mektupta Akif’in bu duygularını yakından müşahede ediyoruz:
Bizim namussuzun yeni rezaletini işitmemiştim, Allah canını alsın! Bari müddet-i mahkûmiyeti kısa olmasaydı da mahbesten cenazesi çıksaydı!
Zaten Emin Akif’in bundan sonraki hayatı da darmadağın ve derbeder bir halde geçmiş ve ömrünün sonuna kadar perişan bir hayat peşini bırakmamıştır. İçki, esrar, eroin, hapishane, tımarhane ve bir çöp bidonunda/kamyon karoserinde dünyaya elveda!…
Askerlikten sonra hayatı ile ilgili bilgilere ise Reşat Ekrem Koçu’nun İslam Ansiklopedisi’nde (C.10, s.5220, İstanbul 1971) Burhaneddin Olker’in yazdığı maddede rastlıyoruz:
Emin Akif terhis olduktan sonra kendini içkiye verdi ve yakınlarıyla irtibatsız bir biçimde perişan bir hayat sürdü. Sabahçı kahvelerinde ve hamamlarda barındı. Yalın ayak dolaşarak şarap, ispirto ve esrar parası için........© Perspektif
![](https://cgsyufnvda.cloudimg.io/https://qoshe.com/img/icon/go.png)
![](https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/3/3c/Download_on_the_App_Store_Badge.svg/203px-Download_on_the_App_Store_Badge.svg.png)
![Get it on Google Play](https://cgsyufnvda.cloudimg.io/https://qoshe.com/img/icon/google.play.220.png)