Çocuklara Özel Sektörün Desteği Şart mı?
- MENEKŞE TOKYAY
- 8 Şubat 2025
Küresel gelir eşitsizliğinin giderek derinleştiği, milyonlarca çocuğun temel eğitimden mahrum kaldığı, dünya çapında her dört çocuktan birinin aşırı yoksulluk içinde yaşadığı bir çağdayız. Bugün çocukların bugününe ve geleceğine dair kararlar alırken, hamaset yüklü sloganlar ve basın açıklamalarının konfor alanına sığınmak yerine, çoklu krizler karşısında dirençli sistemler inşa etmemiz şart.
Tozlu çadır kentin dar yollarında çıplak ayaklarla yürüyen bir çocuk…
Elinde, boyası yer yer soyulmuş bir oyuncak araba… Babasının ona verdiği son hediye.
Babası artık yok; geçen ay sel suları her şeyi, yuvasını, hatta dağ gibi heybetli babasını bile alıp götürdü.
Annesi ise her gün, çadırların arasında kıvrılan uzun yardım kuyruklarında saatlerce bekliyor.
Çocuğun çevresinde, kulakları sağır edecek denli sessiz bir kaos var: Yıkık çadırlar, yorgun yüzler, umut arayan gözler…
Ama o, küçük elleriyle arabasını sürerken başka bir dünyaya gidiyor. O dünyada ne açlık var ne de korku…
Fakat ne yazık ki hayaller, aç ve evsiz kalmış bir çocuğun karnını doyuramadığı gibi, onu soğuk gecelerde saracak bir çatı da sağlayamıyor.
Akşamüstü güneşi, yıkılmış binaların arasında ağır ağır alçalırken, Gazze’nin dar sokaklarında bir çocuk, elindeki eski bir futbol topunu tekmeliyor.
Ayağında yırtık ayakkabılar, gözlerinde kaybedilmiş bir evin ve parçalanmış bir hayatın yansıması…
Top, moloz yığınları arasından yuvarlanırken, çocuğun yüzünde bir anlığına gülümseme beliriyor.
Topun peşinden koşarken, birkaç saniyeliğine de olsa bombardımanın yarattığı derin korkuyu unutuyor.
Ancak topu yakaladığı anda gerçeklik yeniden çökmeye başlıyor: Evsiz bir yaşam, gürültülü kuşatma sesleri ve her gün kaybedilen sevdiklerinin boşluğu…
O futbol topu, çocuğun hayal gücünü diri tutuyor; ama ona ne huzurlu bir gece sunabiliyor ne de bir geleceğin garantisini verebiliyor.
Karla kaplanmış Ukrayna sokaklarında, bir çocuk sırtında büyükçe bir sırt çantası taşıyor.
Çantasının içinde oyuncak bebekler değil; annesinin aceleyle koyduğu birkaç giysi ve yiyecek var.
Tren istasyonuna doğru yürürken, bir elinde sıkı sıkıya tuttuğu bir kurşunkalem var.
Çocuğun gözleri yolda ama zihni geride bıraktığı sınıfında.
Bombardıman başladığında tahtaya yazdığı son kelimeyi hatırlamaya çalışıyor; “barış” mıydı, yoksa “umut” mu?
Annesinin aceleci adımları ve soğuk rüzgâr, onu sürekli bir başka gerçekle yüzleştiriyor: O sınıfa dönmesi belki de imkânsız.
Ama kurşunkalemini sıkıca tutuyor; belki bir gün, yeniden masum bir dünyada yazı yazabileceği hayaliyle…
Ancak o kalem, ne onu soğuğa karşı koruyabiliyor ne de savaşın yaralarını silebiliyor…
Gözünüzün önünde canlanan bu sahneler, milyonlarca çocuğun krizler karşısındaki kırılganlığını anımsatmak için birkaç anekdot sadece…
Bu kırılganlıkların giderilmesi, sadece hükümetlerin veya uluslararası kuruluşların değil, aynı zamanda özel sektörün de omuzlayacağı ortak bir sorumluluk olmalı.
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) Genel Direktörü Catherine Russell da bu konuda Dünya Ekonomik Forumu internet sitesi için birkaç hafta önce kaleme aldığı bir köşe yazısında, milyonlarca çocuğun gelişimi ve iyi olma halinin; çatışmalar, iklim kaynaklı felaketler, ekonomik istikrarsızlık ve dijital eşitsizlik gibi sorunlarla tehdit edildiğine dikkat çekti.
Russell’a göre, bu kalıcı zorlukların üstesinden gelmek için sürdürülebilir kalkınma hedeflerine odaklanmak, dijital kamu altyapısına yatırım yapmak ve yenilikçi finansman çözümleri geliştirmek gerekiyor.
2025 İçin Karamsar Tablo
UNICEF “2025 Küresel Görünümü: Çocuklar için Tahminler” raporunda bu yıla dair çocuklar için karamsar bir tablo çiziliyor. Zira, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın çocuklarla ilintili hedeflerinin üçte ikisinde, acil ve hızlı bir şekilde eyleme geçilmezse, 2030 yılı hedefine ulaşılamayabilir.
UNICEF verilerine göre bu yıl 146 ülke ve bölgede, 213 milyon çocuğun insani yardıma ihtiyacı olacak.
Bir çocuk düşünün; her sabah fırtınayla uyanıyor, her akşam sel sularının önüne kattığı ailelerin çığlıklarıyla uyumaya çalışıyor. İklim krizinin çocukların iyi olma hali üzerindeki olumsuz etkisi gün geçtikçe fiziksel ve ruhsal olarak daha fazla hissediliyor.
UNICEF verilerine göre, bugün 1 milyarı aşkın çocuk, yani dünyadaki çocuk nüfusunun yarıdan fazlası, iklim değişikliğinin -yani kuraklığın, aşırı hava olaylarının ve hava kirliliğinin- aşırı risk taşıdığı ülkelerde yaşıyor. Bu durum........
© Perspektif
