menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Mahremiyetin Dönüşümü ve Kadının Yeni Kamusallığı

10 1
02.12.2025

Annelik, fıtrat üzerinden okunursa, emek, doğallık, bereket; hedonizm üzerinden okunursa, tüketim ve influencer ekonomisi şeklinde ifade edilebilir. Bu melezleşme, neoliberal bireysellik ve muhafazakâr aile ideolojisi kesişiminde şekillenen yeni kadın modeli sunuyor.

Kadın, tarihsel olarak hem doğanın devamlılığını sağlayan bir varlık hem de toplumsal düzenin ahlaki taşıyıcısı olarak konumlandırılmıştır. Birçok kültürde doğurganlık, besleyicilik ve koruyuculuk kadınla özdeşleştirilmiş, bu nedenle kadınlık, hem biyolojik hem de toplumsal anlamda “kaynak” olarak görülmüştür. Ancak kadınlık rolleri statik olmayıp her dönemin siyasal, ekonomik ve kültürel iklimine göre yeniden şekillenmiştir.

21. yüzyıl, kadın kimliğinin en hızlı dönüşümlerinden birine sahne oluyor. Seçme ve seçilme hakkı gibi temel yurttaşlık haklarının dahi yakın tarihe ait olduğu düşünülürse, bugün kadınların küresel ölçekte kamusal görünürlük kazanması modernleşme tarihinin önemli kırılmalarından birini oluşturuyor.

Dijital iletişim teknolojileri, bu dönüşümü daha da hızlandırdı. Özellikle sosyal medya, kadınlığın temsil edildiği yeni bir kamusal alan yarattı. Bu alan, modern ile mahrem arasındaki sınırları silikleştiren, hem teşhir hem de “idealizasyon” barındıran melez bir sahne olarak dikkat çekiyor.

Mahremiyet, birçok toplumda kadının kimliğiyle doğrudan bağlantılıdır. Sosyolog Nilüfer Göle’ye göre kadın bedeni, “modernleşmenin hem taşıyıcısı hem de tartışma alanı”dır. Bugün ise sosyal medya, mahrem alanı kamusallaştırma işlevi gören bir “estetik vitrin” hâline geldi. Eskiden yabancıdan sakınılan ev ve aile hayatı, artık milyonlarca takipçiyle paylaşılan tüketilebilir bir içerik kategorisi oldu. Profesör Crystal Abidin’in de işaret ettiiği üzere bu durum, geleneksel mahremiyet anlayışını kökten değiştirerek kadınlığı görsel bir performansa dönüştürdü.

Sosyal Medya Ev Hanımlığı : Melez Bir Kimliğin Yükselişi

Sosyal medya, geleneksel olarak değeri düşük görülen ev içi emeği görünür kılarak prestijli bir faaliyet haline getirdi. Ev hanımlığını çoğu zaman geri kalmışlıkla ilişkilendiren modernist bakış, bugün Instagram ve TikTok gibi platformlarda estetik olarak idealize edilen, “mutlu, üretken, minimal, doğal, geleneksel ancak modern görünümlü” bir figüre evrildi.

Bu figür, iki dünyayı aynı anda taşıyor:

Annelik, fıtrat üzerinden okunursa, ev içi emek, doğallık, bereket; hedonizm üzerinden okunursa, güzellik, tüketim kültürü, marka işbirlikleri, influencer ekonomisi şeklinde ifade edilebilir. Bu melezleşme, hem neoliberal bireyselliğin hem de muhafazakâr aile ideolojisinin kesişiminde şekillenen yeni bir kadın modeli sunuyor.

Örneğin çok çocuklu yaşam estetik bir içerik biçimi hâline getirildi. Geçmişte mütevazı ve kutsal annelik deneyimi, Instagram’ın görsel güç dünyasında yeniden üretildi. Bu bağlamda “Instamom”, bugünün kültürel ikonu hâline geldi.

Modern kadın kimliğinin en belirgin gerilimlerinden biri, kariyer ile annelik arasında kurulan ikilemdir. Araştırmalar, neoliberal dönemin “her şeye yetişen kadın” idealinin sürdürülebilir olmadığını söylerken diğer yandan da Arlie........

© Perspektif