Külün Hafızası
Aslında bu ülkede yangınlar durduk yere çıkmaz. Burada felaketler, yalnızca doğanın değil, insanların da eseridir. Ve her büyük felaketin arkasında uzun ve ihmalle örülmüş bir sabıkalar zinciri vardır.
- CİHAT ARPACIK
- 26 Mayıs 2025
Ölüm, bu ülkenin en ucuz maliyet kalemi. Bir sigorta priminden daha az eder bir insanın yok oluşu. Betonun içine gömülür, kâğıtlarda unutulur, tutanaklarla susturulur. Kartalkaya otel yangınının adı bile artık yangının külleri kadar solgun. Ama bir zamanlar, dağlara arkasını dönmüş, mutlu gözlerle kendisine koşan insanların konakladığı, hayallerin ısındığı bir yerdi. Şimdi o yer, bir ihmaller zincirinin son halkasında ölenlerin sessiz ağıtıyla anılıyor.
Elbette dava açıldı, iddianame tamamlandı ve sanıklar kısa süre sonra hâkim karşısına çıkacak.
Aslında bu ülkede yangınlar durduk yere çıkmaz. Burada felaketler, yalnızca doğanın değil, insanların da eseridir. Ve her büyük felaketin arkasında uzun ve ihmalle örülmüş bir sabıkalar zinciri vardır.
O yangında 78 insan öldü.
Kimi yatağında, kimi koridorda, kimi hâlâ rüyasında. Kartalkaya’da bir otel… Grand Kartal. İsmi bile dev, korunaklı, gösterişli. Ama İçinde 78 canın çığlığı var şimdi. Külle kaplı duvarlarında yankılanan korku var. Gözle görünmeyen ama yutkununca boğazına oturan dumanı var.
Sonra Türkiye var. Yine sessiz. Yine unutmak isteyen. Yine “kader” diyen.
Ama artık “kader” diyemeyiz. Çünkü kaderin olduğu yerde elektrik kabloları bu kadar paslı da olmayabilir. Kaderin olduğu yerde yangın tüpü duvarda değil elde de olabilir. Kaderin olduğu yerde çocukların boğazı dumanla dolmayabilir de. Bu kader değil. Bu bir ülkenin kendiyle yüzleşmemesi. Bu, kamu görevinin kâr uğruna terk edilmesi. Bu, bildiğimiz ama bilmemeyi umduğumuz kendi hikâyemiz.
Yangın Başlamadı, Denetim Yoktu
Bilirkişi raporu ve iddianameler teknik kelimelerle yazılmış resmî birer ağıttır. Anlatır: Mutfakta elektrikli bir ızgara. Arızalı termostat. Temizlenmemiş yağlar. Sigorta atması gerekirken atmayan bir sistem. LPG hortumu. Alev. Patlama. Duman. Zehirli gazlar. Yanıcı ahşap kaplamalar. Ve sonra: Ölüm.
Ama o raporların arkasında görünmeyen başka cümleler de var. Oteldeki sprinkler sistemi “hiç olmamış”. Yangın alarmı “çalışmamış”. Yangın tatbikatı “hiç yapılmamış”. Personel “eğitimsiz”. Tahliye yolları “kapalı”. Merdiven boşlukları “dumanla dolu”. Asansör “açık”. Pencereler “çıkış değil, tuzak”. O kadar ki, bazı odalarda insanlar dumanı açmak için camı kırmış, o camdan gelen oksijen yangını körüklemiş. Çünkü bu ülkede insanın nefes almaya çalışması bile bir başkasının ölümüne sebep........
© Perspektif
