Önyargının Sosyolojisi ya da Önyargıda Biriken İktidar
İncil, “Yargılamayın, yargılanırsınız” demiş ama buradaki muhatap doğrudan doğruya kişiler değil de gücün kendisinde temerküz ettiği devlet ve bu devlet de parti devletiyse, o zaman iş tümden değişir. Bu durumda mesele ahlakın ve tıbbın konusu olmaktan çok hukuk ve demokrasinin konusu haline gelir.
- ABDULKADİR İLGEN
- 14 Şubat 2025
“Yargılamayın ki yargılanmayasınız. Çünkü neyle hüküm verirseniz onunla yargılanacaksınız. Ve hangi ölçüyle ölçerseniz onunla ölçüleceksiniz. Ve neden kardeşinin gözündeki çöpü görürsün de kendi gözündeki merteği görmezsin?”
MATTA, Bap 7/1-3
Matta İncili böyle söyler: “Yargılamayın ki yargılanmayasınız”. İyi güzel de hangimiz yargılamıyoruz ki. Hepimiz yargılıyoruz. Ben de öyleyim, bütün vaktimi yargılamakla geçiriyorum. Emin Maalouf, Doğu’dan Uzakta isimli o enfes romanında buna değinir:
“Gözlerini sahte bir dehşet ifadesi içinde açıp, ‘Yoksa beni yargılıyor musunuz?’ diyen insanlara çok kızarım. Tabii ki yargılıyorum sizi, hem de durmadan yargılıyorum. Vicdanı olan her varlık, yargılama yükümlülüğüne sahiptir.”
Evet, hepimiz yargılıyoruz. Yargılamıyoruz demek duyarlılığımızı, vicdanımızı; insan olan her şeyimizi kaybettik demektir. Oysa ben vicdanımla, olumlu ve olumsuz tepkilerimle insanım. O benim varoluşumun bir parçası, zorunlu bir devamı. Süreğim benim. Onunla var oluyor, onunla kendi habitatımı inşa ediyor veya bulunduğum yerden göç ediyorum.
Güzel, bunların hiçbirine bir diyeceğimiz yok, olamaz. Hatta takdir bile edilebilir. Demek ki her birimizin yargıları, önyargılarının olması kadar doğal bir şey yok. Zaten bu kaçınılmaz bir şey, toplumsal bir miras, zorunluluk. İyi de bunun da bir sınırı, serhaddi yok mu? Var tabii ki, olmalı da.
Araştırmalara göre anne sadece anne ve babası tarafından değil, karnında taşıdığı çocuk tarafından bile belirlenirmiş. Buna göre anne karnındayken bebeğin hücreleri annenin kan dolaşımında göç eder ve ona yeni bir can daha verirlermiş. Gençleşirmiş anne.
Sadece gençleşme de değil, çocuk doğduktan sonra da bu hücreler annede kalır ve onun hem cildi ve dokularında hem de kemikleri ve beyninde kalıcı izler bırakırlarmış. Muhtemelen duygular ve sezgilerde de müşterek bir birliktelik bu yolla devam ediyordur.
Bu böyledir de o dönemde ceninde meydana gelen bir enfeksiyon veya rahatsızlık da aynı şekilde anne sağlığında kalıcı etkiler bırakmaz mı? Elbette bırakır.
Ya Toplumsal Hücreler
Anne organizması nasıl kendinde çocuktan izler bırakır ve onlarla yaşarsa, toplum da içindeki bireylerin tüm izlerini bünyesinde taşır. Bu izler de toplumu tıpkı annede olduğu gibi gençleştirir. Fakat bu süreç doğal âlemdeki tüm süreçler gibi tek düze ve doğrusal bir şekilde değil, derin bir tesalüp zinciri içinde olumlu ve olumsuz yanlarıyla birlikte işler.
O kadar ki, bazen pozitif bir diyalektik, bazen de negatif bir diyalektik eşlik eder bu süreçlere. O yüzden de hiçbir süreç doğrusal bir biçimde işlemez. Öyle olduğu için de buradan düz hatta işleyen tarihsel bir determinizm çıkmaz. Bu ister Marx’ın ekonomik, maddi determinizmi; isterse Newton’un varsaydığı mutlak doğal düzenlilik determinizmi olsun; sonuç değişmez.
Toplumlar da böyledir. Orada da toplumun emzirdiği çocukların bir kısmı ona taze bir kan, hücre gibi hayat verirken, bir kısmı da sebep olduğu mutasyonlarla toplumu hastalıklara sürükler. Bunların tamamına kısaca kültür dense de kültürün içinde de kültür, onun içinde de başka bir kültür vardır ve bu çoğalma sonsuza kadar devam eder.
Ne demişti Büyük Yunus: “Süleyman içinde Süleyman vardur.”
Yargı veya onun yapısallaşmış hâli olan önyargılar da böyledir. Onlar da sürgit devam eden özlerden ibaret değildir. Ve bunlardan hiçbiri mutlak bir değer olmadığı gibi her birinin de kendine özgü bir sosyolojisi, soykütüğü ve tarihselliği vardır. Böyle olduğu için ahlak ve vicdan kriterleri de mutlak bir veri değil, toplumsal konvansiyonlara göre her devirde ayrı bir anlam kazanan parantez içindeki........
© Perspektif
