Milliyetçilik: Bir Çözümden de Ötesi
Milliyetçilik, bir modern zaman kavramı olarak Fransız ihtilaliyle ortaya çıkmış bir çözüm biçimi. Kavram, zamanla içine sokulan farklı unsur ve içeriklerle farklı biçim ve anlamlar kazandı ve bazı yerlerde kapsayıcı kurumların çatısı olurken, bazı yerlerde de ayrımcılık ve şiddetin aracı hâline getirildi.
- ABDULKADİR İLGEN
- 29 Ocak 2025
Türkiye çok da uzun olmayan bir süredir, Türkiye’de milliyetçilik ideolojisinin yarı resmî kalesi sayılan bir partinin, MHP liderinin başlattığı bir tartışmanın yörüngesinde yeni bir istikamet belirlemiş gibi görünüyor.
Milliyetçilik, bir modern zaman kavramı olarak Fransız ihtilaliyle ortaya çıkmış bir çözüm biçimi. Kavram, zamanla içine sokulan farklı unsur ve içeriklerle farklı biçim ve anlamlar kazandı ve bazı yerlerde kapsayıcı kurumların çatısı olurken, bazı yerlerde de ayrımcılık ve şiddetin aracı hâline getirildi.
Bu yazıda milliyetçilik tartışmalarının teknik içeriklerine girilmeyeceği için, bu tarz farklı yönelişleri tetikleyen tarihsel, ekonomik, kültürel ve sosyolojik farklılıkları uzun uzun anlatılacak değil. Bunun, bilinen en tipik örneklerinden biri Almanya ve Fransa’dır. Birinde millet denilen şey vatan toprağıyla ilişkilendirilirken (Fransa), diğerinde (Almanya) millet kan ve soyla ilişkilendirilmiştir.
Benzer şeyler Balkan milliyetçilikleri ve Hint Alt Yarım Kıtası’yla Çin ve Tayvan gibi ülkelerde yaşanmaktadır. Sırp, Hırvat ve Boşnakları birbirinden ayıran şey kan ve toprak gibi bağlılıklar yerine dinî mensubiyetlerken; benzer bir süreç bazı farklılıklarla Pakistan, Hindistan ve ilginç biçimde Bangladeş arasında yaşanmaktadır. Pakistan ve Bangladeş başlangıçta sırf dinî saiklerle Hindulardan ayrılırken, daha sonra bu ikisi de bölgesel ve ekonomik gerekçeler yüzünden farklı kimlik bağlamlarıyla kendilerini tanımladılar.
Türk Tarihi
Milliyetçilik tarihte resmî bir ideoloji olarak ilk defa Fransız ihtilaliyle ortaya çıksa da, kavramı farklı içerik ve şekillere sokan asıl saik, yukarıda da bir nebze işaret edildiği üzere her toplumun kendi tarihsel sürecinde girdiği farklıklardır.
Türk toplumu da tarihte ilk defa MÖ 198’le tarihlenen bir dönemde Mançurya’dan kuzey ve batı Moğolistan ve Altay dağlarına, oradan da batıda Tanrı dağları ve güneyde Sarı Irmağa kadar uzanan muazzam genişlikteki bir bölgede zuhur etmiştir. N. Di Cosmo,¹ Tanrıkut Mete tarafından bu yapıyı oluşturmanın makul detaylarını “kendi muhafızlarını oluşturması, kabile aristokrasisine darbe yapması ve politik gücü merkezileştirmesi” olarak tanımlar.
Bu durumun bir benzeri daha sonra Göktürkler ve ilginç biçimde Cengiz Han tarafından uygulanmıştır. Bu modele göre aidiyetler aşiret temelli aidiyetlere göre değil, ondalık sisteme göre oluşan yarı askerî bir idare sisteminin aidiyet kümelerine göre belirlenmiş ve bu model içinde oluşan dağınık gruplar da kendilerini bu siyasal kimliğin üyeleri olarak adlandırmaya başlamışlardır.
Peter Golden,² bu modelde gayri mütecanis kabile birliklerini siyasi bir kaderde birleştiren katalizörün, karizmatik bir kişilik ve onun inşa ettiği siyasi yapı etrafında toplanan güçlü ekonomik ve siyasal bağlar olduğunu; dolayısıyla bu organizasyonun da tıpkı Hunlar ve Göktürk çağındaki örneklerinde görüldüğü gibi bir lingua franca (bu lingua franca Türkçedir) üzerinden kendini tanımladığını ileri sürer. Yuri Bregel gibi uzmanlar benzer bir aidiyet kümesinin Özbek ve Kazak terimleri için geçerli olduğunu söyler.³ P. Golden (2022) kareyi kuvvetlendirmek ister gibi konuya bir de nökerlik kurumunu ilave eder.
Akrabalık bağları yerine kişisel yetenek ve arkadaşlık bağlarını öne çıkartan bu modele göre, esas olan aşiret bağları değil, siyasal bir yapı etrafında birleşmeyi esas alan siyasal aidiyet ve nökerlik bağlarıdır.⁴ Sahiden de Tonyukuk ve Nizamülmülk’ten Köse Mihal’e kadar bu geleneğin hem Göktürkler ve Selçuklular hem de Osmanoğulları tarafından anlam kayması olmadan kesintisiz biçimde devam ettirilmesi rastlantı değildir.
Daha da ilginci, İslam Peygamberi’nin de Medine site devletini kurarken benzer bir ilkeyi esas alarak, aşiret bağları yerine iradi bir tercihle siyasal aidiyet ve nökerlik........© Perspektif
