menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Okura açık mektup 4

20 0
16.08.2025

Kaçıyorum çünkü “herkesin canı burnunda, ‘sevmek’ üzerine bir sohbeti kim takar” diye düşünüyorum. Müzeyyen anlatısının, “o”nun yüzüne, gözlerinin içine bakmak isteği, arzusu, hazzından söz ettiğini anlıyorum. Bir süre yunus balıkları gibi birlikte yüzdüklerini ve adamın o coşkuyla okyanus aşmaya hazır olduğunu kabul ediyorum. Ta ki “çıt”a kadar. “Çıt” sonrası kucaktan düşme halini, verdiği sızıyı, o sızının bir anlatıya dönüşmesini de anlıyorum. Fakat Yazar’ın sorusu yerinde duruyor: “İhtiyarlayınca insan daha mı az seviyor?”

Soru bana, “I know what it is to be young” adlı şarkıyı hatırlatıyor. Muhtemelen şarkıyı Yazar da biliyor. Hatta “herkesin canı burnunda” derken neleri kastetmiş olduğumu da. O’na, “bu soruyu yapay zekâ’ya sor” veya “sevme yeteneği kaybolmuyor fakat beyaz saçlar insanı görünmez kılıyor” diyebilirim. Demeyeceğim. Sorusunu bir süre içimde taşımak ve düşünmek istiyorum.

Eğer Yazarın sorusu yerinde bir soru ise, verebileceğim cevabın ne kadarı yaş almış olmam (ihtiyarlık demiyoruz) ne kadarı zamanın ruhu dedikleri zımbırtı ile ilgili? Zamanın ruhu nedir ki? Yeni bir “mutlak” mı? İradelerimizi sıfırlayan ve bizi kaçamayacağımız bir şekilde kabullenmeye iten…! Böyle bir şey mi zamanın ruhu? Dışına çıkamıyor muyuz?

Eğer zamanın ruhu “yeni mutlak” ise eskisine ne oldu? Zırt pırt değişebilen bir şey nasıl “mutlak” olabiliyor? Veya hangi işleyiş, irade ile nasıl sürekli değişebiliyor? Ve biz, sayısal çokluğu ile övünen “küçük” insanlar neresinde duruyoruz olup bitenlerin?

Zamanın ruhu denilen zımbırtıya, “sevmek-sevememek”penceresinden bakan bir yaklaşım var. Kaba bir özet ile şöyle: “Aşk’ın bünyesindeki romantik sürecin devri kapandı. Günümüzde aşk kavramı ‘sevişmek’ kod adı altında tek gecelik ilişkiler ima ediyor. Romanlara, şiirlere, şarkılara konu olan aşk tedavülden kalktı.” (Zygmunt Bauman, Akışkan Aşk, Çev.: Işık Ergüden, Alfa Yayınları)

Eee!? “N’apcaz şimdi?” Yara bandı gibi bir izah fakat kullanasım yok. Bu yaklaşım benim için yabancı değil. Yine de biraz sert. Vaziyet bu ise kabul etmek durumunda kalırım ama içimde bir yerler itiraz eder.

Y.: Açıklamayı sorudan kaçış için kullanıyor olabilir misiniz?

– Kaçmıyorum, erteliyorum. Aşk’ın tedavülden kalktığına da inanmıyorum. İdealize........

© P24