Okumalar, değinmeler
Haziran sonunda Ege yanıyordu. 1 Temmuz Leman’ı yakmak istediler. 2 Temmuz dersen zaten 30 küsur yıldır yanıyoruz. 3 Temmuz, haberlere baktım, talan yasaları yapmış kravatlı adamlar, yeni bir yangının zeminini döşüyorlar. 4-5 Temmuz, Hatay yanıyor. 5-6 Temmuz kamu yararı gözeten, önceleyen insanları içeri alıyorlar.
Nasıl bir coğrafyada doğduğumu aile tarihinden, gençliğimden bildiğim için şerbetliyim, soğukkanlıyım. Fakat soğukkanlılık da bir yere kadar. Zihnimde “hatt-ı müdaafa, sath-ı müdaafa” cümlesi dönüp duruyor.
Algernon’a Çiçekler adlı bir kitap okuduydum. Okurken can acıtan bir kitap. İnsanın göğsüne oturuyor. Kitaptan söz edesim vardı ki bir twit (x) dizisi aklımı çeldi:
“Madımak katliamı henüz gerçekleşmemiş, 90’lı yılların başında yakılıp boşaltılan Dersim’in köylerinden Adanaya zorunlu göçe gelmişiz. İlk okul çağındayız, hem okumaya çalışıyoruz hem de ekonomik zorluklar içinde hayata tutunmaya… Yabancı olduğumuz bir şehir, bir mahalle.
Farklı kültürden insanlar… Ama hayat devam ediyor bir şekilde tüm zorluklara rağmen…”
Okumaya başladım, bırakamadım. “Okumalar, değinmeler”e taşısam mı diye düşündüm. Algernon’a Çiçekler bekleyebilir, bir sonraki haftaya kalabilirdi. Kararsız kaldım. Fakat yeni bir twit (x) önüme çıktı: “12-13 yaşlarında afgan bir kardeşimiz var. Ustası dövdüğü için bazı tikleri başlamış. Gönüllü bir psikolog arıyoruz.”
Yeni twit evrenin bir mesajı idi. Beni kararsız bırakan twit dizisini burada aktarmaya karar verdim:
“Adana’da 3 yada 4. yılımız sanırım yaş 10 felan… Okuldan geri kalan her bir saatte çalışmak zorundayız mecburen. Sanayi sitesinde bir dükkanda çalışıyorum.. Kayserili bir usta var BÜNYAMİN.
Zalim mi zalim… Küfürbaz mı küfürbaz… Yaşar Kemal’in İnce Memed’indeki Abdi Ağa gibi bir şey namussuz.. Baba yok başımızda, eş dost yok, dayak yediğimizde, dayak atıp öcümüzü alacak abi yok, amca yok… Kimsesizliğin dibi gibi bir şey.. (Baba o........
© P24
