menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Okumalar, değinmeler

19 0
05.07.2025

Alişan Çapan’ın Salamanca günlüklerini bağlayıp Fransa-İspanya arasında uzanan Pirene Dağları’na geçeceğim. Dağların İspanya’ya bakan güney yüzünde Eugenio Monesma adlı bir abimiz var. Bay Momesma geleneksel meslekler, uğraşlar, becerilere dair belgeseller yapıyor. Youtube’da bir kanalı var. Fakat önce Salamanca ve bir düzeltme:

Bir önceki yazıda Alişan Çapan’ı, “Güzel abi Cevap Çapan’ın oğlu” olarak takdim etmiştim. Gönül Sipahi ablama haksızlık ettiğimi düşünerek düzeltiyorum. (geç intikal)

“Hangi berbere gideyim?” diye soruyorum Carlos’a “Saçlarım uzadı da.” “Valla benim saçlarımı yengem kesiyor, hafta sonu köye gitmeyi düşünüyoruz. İstersen sen de gel, arada tıraşı da çıkarırız” diyor Carlos.

(…) Ailenin büyükleriyle tanışma faslından sonra avluda tabureye kurulup saçlarımızı kestiriyoruz. Kadınlar yemek hazırlayacaklar işleri uzun. Carlos, kuzeni Isodoro ve ben arada vakit öldürmek için Portekiz Fransa karayolunun üzerinde bir otelin barına gidiyoruz. Ana kız Maria ile Paloma işletiyorlar oteli. Çok geçmeden keçi peyniri ve domuz pastırması konuyor önümüze.

Jamon iberico çok lezzetli, kamyon şöförleri ağızlarının tadını biliyorlar. Ekranda Barcelona Dortmund maçı var, süper kupa finali. Barcelona’nın zaferiyle eve dönüyoruz. Teyzeler simsiyah etekleri, gömlekleri ve baş örtüleriyle heyecan içinde bizi bekliyorlar. Yemeklerini beğendirmenin heyecanıyla ‘Ye evladım ye, aç kalma!’ diye ısrar ediyorlar.”

Misafiri yedirmek, doyurmak diye güzel bir şey var. “Şey” demeyelim, kültür, gelenek, insani özellik diyelim. Hele misafir başka bir dil’in insanı ise ikramlar biraz daha yoğunlaşıyor. İkramları kabul edersen mutlu oluyorlar.

Misafir doyurmanın ifrata vardığı ve misafirin kişisel alanının yok sayıldığı durumlar da var. “Onu da ye, bunun da tadına bak, ölümü gör, aç ağzını” seviyesinde aşırı........

© P24