menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Okumalar, değinmeler

11 0
15.02.2025

Zaven Biberyan, Dario Moreno

Seneler, arkasında cinsellik kokuları saklayan panayır çadırından söz ediyor: “…Bir süre sonra çadırın perdesini aralayacak yaşa gelmiştik. Üç kadın tahta bir yükseltinin üzerinde bikiniyle dans ediyordu. Işıklar sönüyor, tekrar yandığında belediye meydanının asfalt zemininde ayakta dikilen üç-beş seyircinin karşısında bu sefer göğüsleri çıplak, kıpırdamadan duruyorlardı. Dışarıda, hoparlörlerden Dario Moreno’nun şarkısı Ey mambo, mambo italiano gümbürdüyordu.”

Dario Moreno söz konusu olunca uzun uzun konuşmak isteyebilirim. Kuşağımın hafızasında geniş yeri olan bir ses ve kişilik. Moreno’yu severiz. Ancak, Zaven Biberyan “Mahkumların Şafağı” adlı anlatısında Moreno için farklı şeyler yazdı.

“Peki ya Dario? (Nafıa’daki Dario’dan bahsediyorum.) İşte ona tahammül edemiyordum. Hiç mi hiç. (…) Herkesi dakikalarca yalvarttıktan sonra eline gitarını aldığında herkes gülüşürdü; o ise suratını asar, hoşnutsuz bir ifade takınır, adeta içinden, eşek hoşaftan ne anlar, diye geçirip üzülürdü. Pek sevdiği iki şarkı vardı: Guitara Romana Mia ve bir de araya kürekçilerin marşlarından bölümler kattığı bir solcu şarkısı! Aslında ne gitar çalmayı ne de şarkı söylemeyi biliyordu. Yine de 21. Tabur’un komutanı onu erkâna müzisyen olarak aldı, dağlardaki çalışmalara yeniden başlandığında da yardımcı hastabakıcı olarak atadı. (…) Ancak Dario’nun bu atamayı gitarına borçlu olduğunu hiç sanmıyorum. Komutan hediyeleri pek seviyordu!”

Biberyan’ın bu satırları 1940’lı zor yıllara ait. Savaş ve Varlık Vergisi yılları. Türk ve müslüman........

© P24