Güney Kore’de demokrasiye sahip çıkanlar kazandı
Eski cumhurbaşkanı Yoon Suk-yeol’un sıkıyönetim ilan etmesiyle, yani bir diğer deyişle sivil darbe girişimiyle tetiklenen çalkantılı aylardan sonra, Güney Kore yeni cumhurbaşkanını seçti: Lee Jae-myung.
Güney Kore, Türkiye için ilgi çeken bir “model” ülke oldu; bunun ardında da, demokrasi ile ilgili sorunlar yaşamasına rağmen, gelişmekte olan ülke statüsünden başarılı biçimde gelişmiş ülkeler sınıfına geçmesinin büyük rolü var.
Güney Kore’nin artık ekonomik refaha ulaşmış ve demokrasi sorunlarını da çözmüş bir ülke olduğunu düşünüyorduk ki; ülkede, 3 Aralık 2024’teki sivil darbe girişimi sadece Türkiye’de değil, dünya genelinde de şaşkınlık yarattı.
O geceyarısına doğru, Güney Kore Parlamentosu üyelerinden Lee Jae-myung, arabası hareket halindeyken bir video kaydederek paylaştı; o kayıt da, sadece ülkesinde değil, dünya genelinde gündem yarattı. Lee, videoda şöyle diyordu: “Sevgili Koreli yurttaşlarım; Ulusal Meclis’e gelmelisiniz. Demokrasimiz çöküyor. Lütfen demokrasimizi korumak için bir araya gelin”.
Ve o gün demokrasiyi savunan lider olarak ön plana çıkan Lee, bugün ülkenin demokrasi ile seçilmiş lideri.
Sol görüşlü Demokratik Parti lideri Lee, 3 Haziran’daki seçimlerde oyların I,42’sini alarak Güney Kore’nin yeni başkanı oldu. Muhafazakâr Halkın Gücü Partisi adayı Kim Moon-soo ise, A,15’lik oy topladı. Lee’nin sandık zaferi sürpriz değil. Her ne kadar Güney Kore, siyaseten son derece kutuplaşmış olsa da, sivil darbeyi gerçekleştirmeye çalılan kanadın muhafazakârlardan olması Güney Kore kamuoyunda negatif bir hafıza bıraktı.
Seçimden önceki haftalarda Lee, rakiplerine karşı giderek artan bir üstünlüğe sahipti. Sandığa olan büyük ilgi de, Güney Koreliler için bu seçimlerin “demokrasi referandumuna” dönüştüğünü gösteriyordu. 3 Haziran seçimlerinde y,4’lük katılım oranı da, 1997’den bu yana en yüksek seviyeye ulaştı.
Güney Kore politikasında suların durulması ve demokratik açıdan kendilerini “güvende” hissetmeleri uzun süre alacak.
Şimdi geri dönüp, Lee’nin hikâyesine bakalım…
Lee yoksul bir ailede doğdu ve ortaokula gitmek yerine çocuk yaşta bir fabrikada çalıştı. Kolundan sakatlandı ve bu nedenle askerlikten muaf tutuldu. Daha sonra üniversiteye girdi ve mezun olduktan sonra bir insan hakları avukatı olarak çalıştı. Ardından da siyasete atıldı. 2010 yılında Gyeonggi Eyaleti’ndeki Seongnam şehrinin belediye başkanı oldu ve bu görevini 2018’e kadar sürdürdü. 2018’de Gyeonggi Eyalet Valisi seçildi. Bu görevdeyken eyaletin COVID-19 pandemisine yönelik politikalarını oluşturdu.
Lee, 2022’de Demokrat Parti’nin cumhurbaşkanı adayı oldu ve muhafazakâr Halkın Gücü Partisi’nden (PPP) Yoon Suk-yeol ile yarıştı. Yoon, Güney Kore seçim tarihindeki en az farkla oylamayı kazanarak cumhurbaşkanı oldu. Başkanlık seçiminden sonra Lee, Demokrat Parti liderliğini hedefledi ve 2022 Haziran’ındaki ara seçimde Ulusal Meclis üyesi seçildi. Ve ardından da muhalefet liderliğini devraldı.
Bu esnada, Yoon’un başkanlığındaki politika ve tavırları, ülke siyasetinde üst üste krizler yaratıyordu. Yoon’a halk desteği de hızla azalmaya başladı. Buna karşılık, ABD ve Japonya yanlısı, Kuzey Kore’ye karşı ise daha şahin politikalar izlemesi, Yoon’un dış politika bakımından elini........
© P24
