Dizi Oyunculuğu Kutsal Olabilir mi?
Bir deli kuyuya taş atmış, kırk akıllı çıkaramamış ya hani… Peki o kırk kişi de deli olsaydı? Kaç kişi gerekecekti o taşı çıkarmaya?
İşte tam da o durumdayız. Kuyu aynı kuyu, taş aynı taş ama etrafındakiler artık delilikte yarışıyor. Biri “oyunculuk kutsal değildir” diye ortaya laf atıyor, diğeri “ben öğretmeni, doktoru oynarım ama onlar oyunculuk yapamaz” diye abukluyor. İyi o zaman, dişin ağrırsa dişçiyi oyna, kanal tedavisini de kendin yaparsın.
İşin aslı şu: “Oyunculuk kutsal değildir” diyen aslında günah çıkarıyor. Çünkü devletin dijital platformuna iş yaptığı için linç yiyeceğini biliyor. Lafı “biz de paramızdayız, kutsal iş yapmıyoruz”a getirip kendini temize çekmeye çalışıyor.
Gelelim oyunculuğun kutsal olup olmadığı sorusuna… Net cevabı baştan vereyim, dizi oyunculuğunun kutsanacak ya da kutsal sayılabilecek bir tarafı yok. Para için yapılan bir iş, sanat bile değil ama işin içinde hala çok yetenekli ve oyunculuk sanatına leke sürdürmeyecek bazı isimler var. Giderek azalıyorlar, ortalık fotoroman yıldızlarına kalacak.
Şimdi genel manada oyunculuğu ve kutsallığını deşelim.
Oyunculuğun kökeni tapınak taşlarıdır. Antik Yunan’da tiyatro bir eğlence değil, ibadetti. Oyuncular tanrılarla insanlar arasında aracıydı. Dionysos şenliklerinde maskelerini takar, tanrısal hikâyeleri canlandırır, izleyiciye “katharsis” yaşatırlardı. O yüzden ilk aktör Thespis, sahneye çıktığında sadece “oynamadı” — vahiy aldı. Yani oyunculuk başlangıçta kutsaldı. Ritüelin........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d