Kızıl Goncalar 'siyasi topa' girdi
“Böyle hayal edin ve izleyin” merakını koyması reyting açısından kabul edilebilir bir hamleydi. İster istemez, “ideolojik” söylemlerin de artmasını beraberinde getirdi. “Her iki tarafa da mesafeliyiz” üstü kapalı, biz tarafız oluyor. Tarafsızlığın tarafı. Bu hafta siyasi ilk top 28 Şubat’a doğru gitti. Zeynep sınıfta tarikattaki kız çocukları ile birlikte onlara şöyle seslendi; “Bugün size birini getirdim. Biz kapalı kız çocuklarının okumasına engel olan birini. 28 Şubatçı Suavi Alkanlı” diyordu. Okulda 10 Kasım törenleri olmuş, çarşaflı tarikatın kız öğrencileri dışlanmıştı. “Özür dilerim sizden” diyordu Suavi Alkanlı. “Başkaları başka mecralardan üzerlerine düşeni yapmadıkları için, ucuz siyaset oyunları ile bu ülkenin çocuklarının eğitim haklarının ellerinden alınmasında rol oynadım. Özür dilerim.” Senaryonun sunduğu gerekçeler çok soyut, çok havada kalıyordu. Alkanlı’nın ağzından bugün hâlâ tartışılan bir geçmişin özetini yapmak kolay değildi. Ülkenin eğitim hakkı elinden alınan öğrenci prototipi son yirmi yılda sadece başörtüsü ile temsil ediliyor. Tüm geçmişin haksızlıkları bu örneğe indirgeniyor.
ÜNİFORMAYA HAPSETMEK İDDİASI
Dizinin ikinci topu da “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” sloganına bir göndermeydi. Levent, Meryem ile evlendi. Onu 10 Kasım resepsiyonuna götürüyor. Kapalı bir hanımın orada bulunmasından rahatsızlık duyuyor davetliler ve kendilerinden resepsiyonu terk etmeleri isteniyor. Levent bir konuşma yapıyor. “Mustafa Kemal sadece bir komutan mıydı? Biz onun askerleri miyiz? Bu çok indirgemeci bir yaklaşım olmuyor mu?” diye başlıyor. “Mustafa Kemal hepsi ve daha fazlasıdır. 'Yaşasın Mustafa Kemal ve fikir arkadaşları' demeyi yeğlerim (…) Belki her şeyin doğrusunu bulamamıştır. Ama aramaktan vazgeçmemiştir. Yöntemleri bugün öteki taraf dediğimiz kesim tarafından tartışılır. Tartışılmalıdır. Yüzyıllık ekonomi modeli tartışılır. Hâlâ olmasına rağmen dış politikası tartışılır” dedikten sonra beklenen son geliyor; “Emin olun Gazi bugün yaşıyor olsaydı, bütün bunları kendisi de tartışmaya açardı”… Bizim ev ahalisi “Bu sloganı söyleyenler zaten tüm bunları da söylüyor. Bu sloganın anlamını anlamamışlar galiba” diye göndermeyi senaryoya yaptı. Sloganı atanların ayrı bir ordu kurmadığını ya da Atatürk’ün asker kimliğini öne çıkarmak için bu sloganı atmadıklarını onlar da biliyordur. Atatürk’ün tartışılması konusuna gelince, zaten bütün sorun da burada; aşamamak. Aşamayınca tartışamıyorsunuz. “Ben ekonomistim” diyerek, 100 yıllık modelin neyi tartışılır? Dış politikası da tartışılır diyor senaryo… Aklıma geldi; Süleyman Şah Türbesi‘nden ses çıkmıyor, ne âlemde acaba?
ŞULE YÜKSEL ESİNTİSİ Mİ?
'Kızılcık Şerbeti'nde Pembe, üzerine atılan iftiranın ardından eski günlerine dönme kararı alır. Gideceği........
© OdaTV
visit website