Trump’ın dünyası: Eski pervasız kapitalizme dönüş
Trump törenle yemin edip görevine başladıktan 2 gün sonra Fransa’da bir kitap yayınlandı. Adının Türkçe çevirisi “El konulan dünya-Sonlu olma kapitalizmi üzerine bir deneme” olan bu kitapta ekonomist ve tarihçi Arnaud Orain kapitalizmin 16’ıncı Yüzyıldan bugüne kadar kadarki macerasını anlatıyor.
Kitabın tanıtımında “Zenginliğin sürekli küresel büyümesine ilişkin neoliberal ütopya artık geride kaldı. Ancak kapitalizm tüm bunlara rağmen ölmedi “ deniliyor. Yazar benim de son yazılarımda aktardığım ve dile getirdiğim bir görüşü savunuyor. ABD’de Trump’ın ikinci kez gelişiyle başlayan yeni dönemi “ kapitalizmin klasik biçimlerine geri dönüş” olarak tanımlıyor. Bu kitapta paylaşılan bilgiler de gösteriyor ki son yıllarda yaşadığımız neoliberal dönem uzun sürmüş de olsa aslında bir istisnadır, Trump ve yanındaki teknoloji baronları ekibi kapitalizmin eski ve iyi bilinen kaygısız ve dolaysız yüzünü temsil ediyorlar.
NEOLİBERALİZMİN YANILGILARI ONUN SONUNU GETİRDİ
Neoliberal düşünce, kaynakların sınırsız olduğu ön kabulüne dayanıyordu, dolayısıyla sermayenin, malların ve emeğin serbest dolaşımı yoluyla herkese, tüm ülkelere yarayacak ve dünyaya barış getirecek muazzam bir ekonomik gelişme öngörüyordu. Ticaret serbestliği liberallerin “Win-Win” ilkesi gereği herkese yarayacaktı, ama olmadı. Bu varsayım gerçekleşmeyince şimdi sistem eski halini yeniden almaya çalışıyor, olay budur.
Trump’ın yapmaya çalıştığı ne gerçekten yenidir, ne de tuhaftır, ayrıca hiç de çılgınca değildir. Aksine zenginliklerin 'sonlu', sınırlı ve ucu kapalı olduğu düşünülen bir dünyada, egemenliği ele geçirme endişesinin hakim olduğu çağların tipik bir örneğidir. Kaynaklar sınırlıysa bir ülkenin ticari açığı, diğerinin ticaret fazlasıdır, o halde kural ekonomik korumacılık yani gümrük duvarları olacaktır.
Ekonomist ve tarihçi Arnaud Orain bu tür kapitalizmi denizlerin özelleştirilmesi ve askerileştirilmesi, imparatorluk baskılarıyla uygulanan tekelci ve rantçı bir 'ticaret' olarak anlatıyor. Büyük devletler kendi ritimlerini başkalarına dikte eden ve egemen ayrıcalıklara sahip devasa özel şirketler aracılığıyla dünyayı yönlendirirler. Bu süper güç ya da güçler var olan fiziksel ve sanal alanlara el konulması ile karakterize edilen bir küresel sistem oluştururlar
Yazara göre bu tür sistemler 16’ıncı ila 18’inci yüzyıllarda, 1880 ila 1945 arasında yaşanmıştır. Dünyada 2010’dan beri de bu tür bir eğilim vardır. Serbest ticaret fikrine olan güven azalırken, pazarlık, tarife savaşları ve askeri tehditlerin karışımı olan bir cins merkantilizm (ticaretçilik) yükselişe geçiyor. Tekeller gelişiyor, denizler kapanıyor ve emperyal hamleler çoğalıyor. Benzerlerine kapitalizmin eski çağlarında çok sık rastlanmış bir dünya düzeni oluşuyor.
TRUMP DÖNEMİNİ DOĞURAN NEDENLER
Bunun sorumlusu Türkiye’de kimilerinin sandığı gibi Amerikan Başkanı ya da Elon Musk ve arkadaşları mı? Tabii ki hayır. Her hâlükârda Donald Trump'ın Beyaz Saray'a dönüşü kapitalizmin orijinal biçiminin yeniden doğuşuna işaret ederken bir yığın ekonomik ve jeopolitik nedenlerin sonucu olarak beliriyor.
Öncelikle Çin rekabeti konusu ön plana çıkıyor. Bugün için askeri ve ekonomik güç açısından arada büyük farklar bulunsa da Çin giderek ve hızla ABD’ye yetişiyor. Serbest dolaşımın gelişmesiyle ülkelerin daha fazla “demokrat” ve Batı yanlısı hale gelecekleri şeklindeki neoliberal dogmanın en fazla........
© OdaTV
