menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İran'ın kıblesi değişiyor: İslamcılıktan milliyetçiliğe büyük dönüş

27 1
27.07.2025

Dünya medyasına yansıyan haber ve yorumlara göre komşumuz İran İslam Cumhuriyetinde son yıllarda başlayan Pers milliyetçiliğine geri dönme ve İslami referansları azaltma hamleleri iyice hızlandı. Buna paralel olarak karar alma merkezlerinde din adamlarının yerini giderek askerler almakta.

Bilindiği gibi bugünkü İran Şia İslamcılığı temelinde kurulmuştur. Bir Şii İslamcı olarak Humeyni, tüm yabancı unsurlardan arındırılmış bir şeriat anlayışının kişisel yaşam için olduğu kadar toplumsal ve siyasi işlerin yürütülmesi için de ilahi bir model olduğuna inanıyordu. Humeyni'nin siyasi çizgisi, Hindistanlı Mevlana Mevdudi ve Mısırlı Seyyid Kutub gibi Sünni İslamcı ideologların İslami şeriat öğretilerine dayalı bir siyasi sistemin kurulmasını savunan görüşlerinden de büyük ölçüde etkilenmişti.

İRAN İSLAMCI REJİMİ MİLLİYETÇİLİĞİ AYAKLARI ALTINA ALMIŞTI

Ayetullah Humeyni, Amerikalıların Müslüman topraklarından kovulmasını, İsrail’in yok edilmesini ve Kudüs'ün kurtarılmasını, çağdaş İslam'ı dünyada egemen siyasi güç kılmak, küresel cihadı başarmak ve Dar-ul İslam’ı kurmak için tasarlanmış bir kıyamet misyonu olarak sunmuştu.

Bir siyasetçi olarak popülist bir lider olan Humeyni, kendi “mesihçi” Şii İslamcı ideolojisini yaymak için başvurduğu dini kültürün derin duygusal gücünü kullanarak kolektif bir aidiyet ve dayanışma oluşturdu. İran’ı Mehdi'nin dönüş yeri ve İslam'ın dünya çapında yeniden canlanmasının merkezi olarak gösterdi. Humeyni ve ondan sonraki Hamaney döneminde eski Pers milliyetçiliği şiddetle eleştirildi. O dönemler cahiliye olarak adlandırıldı ve İslam öncesinin parlak uygarlığı bir kısım liberal solcunun da desteğiyle “faşizm ve ırkçılığın sembolleri” olarak ilan edildi.

İslam Cumhuriyeti'nin kurucusu Ruhullah Humeyni, milliyetçiliği "İslam dünyasındaki tüm sefaletin kaynağı" ve "Müslümanların birleşmesini önlemek için Batı tarafından tasarlanmış bir plan" olarak değerlendirdi. İran İslam Cumhuriyeti’nin kurucu önderi milliyetçiliği ayakları altında ezecekti.

Halefi Ali Hamaney ise "Şii türbeleri yerine Persepolis'i öne çıkaranları" eleştirerek Pers İmparatorluğunun başkenti olan bu antik kentte "maneviyat ve onur olmadığını" iddia etmişti. İranlı İslamcılar İslam öncesi Pers değerleriyle çirkin bir şekilde alay ediyorlardı.

İSLAMCILIK TUTMADI ÇARK ETMEYE BAŞLADILAR

Son yıllarda bu tavırlarından yavaşça vazgeçmeye başlayan İran rejim unsurları İsrail ile olan 12 gün savaşından bu yana yoğun propaganda yoluyla milliyetçi duyguları yeniden canlandırmaya çalışıyorlar. İslam Cumhuriyeti artık "İslam" ya da "ümmet" (Müslüman milleti) gibi alışılagelmiş ideolojik referansları terk ederek daha nötr bir kavram olan "İran "ı merkeze alan bir kelime dağarcığını tercih ediyor.

Independent gazetesinin Farsça yayınına göre savaş başlar başlamaz İslam Cumhuriyeti'nin propaganda ekibi milliyetçi duyguları körüklemek için hızlı ve koordineli bir şekilde harekete geçti. En çarpıcı eylemleri arasında, Roma İmparatoru Valeryen’i Sasani Kral Şahpur’un önünde diz çöküp aman dilerken gösteren bir kabartmadan esinlenmiş olan ve Valeryen’in yerine Netanyahu’nun konulduğu bir afiş vardı. Bu afiş her tarafa asıldı.

Yakın zamana kadar ayıp ve "Tağuti" olarak görülen bir bağlamda İslam öncesi sembollerin bu şekilde kullanılması, yönetimin söylemindeki evrimin açık bir kanıtıydı.

Resmi cenaze törenlerinin tonu da bu açıdan değişti. Örneğin, devlet kurumlarına bağlı ünlü bir hatip olan Mahmud Karimi, töreninde kırk........

© OdaTV