menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Avrupa neden bir süper güç olamaz

14 1
16.03.2025

Trump’ın işbaşına gelişiyle, 35 yıl önce Sovyet blokunun dağılmasından sonra kurulan dünya sistemi çatırdamaya başladı. Başkan Yardımcısı Vance’ın 14 Şubat’ta Münih Konferansı’nda yaptığı konuşma eski düzenin artık çöktüğünü ilan ediyordu. Arkasından ABD ile Avrupa ülkelerinin Ukrayna krizi konusundaki ayrışmaları bunun pratikteki ilk büyük yansıması oldu.

Açıkçası, Batı Avrupa kendisini ABD tarafından terk edilmiş hissetmeye başladı. Avrupa ülkeleri zaman zaman ikircikli sayılabilecek daha önceki tavırlarını bir yana bırakıp Zelensky’nin Ukraynası yanında kuvvetle saf tuttular. Biden yönetimi sırasında Avrupa’yı Rusya’ya karşı sert tavırlar almaya adeta zorlayan ABD ise artık Putin’e yaklaşıyordu. Elbette bunun gerekçesi olarak Çin’e karşı Rusya’yı yanına çekme çabası ön plana çıkmaktaydı.

Bu ortamda ABD’nin Avrupa’dan çekilme hazırlıkları yaptığını düşünen Batı Avrupa’yı bir “Rusya paranoyası” sardı. Ukrayna’nın Rusya önünde bir engel olduğunu, Putin bu engeli aşarsa sıranın kendilerine geleceğini söylediler. Avrupalılar arasında Danimarka Başbakanı Frederiksen gibi “Ukrayna’da savaşın sürmesi barışın garantisidir” diyenler bile çıktı. Bu büyük gürültüden etkilenen Zelensky Avrupa’nın desteğinin kendisine yeteceğini sanarak ABD’nin Ukrayna’da ateşkes önerisine bir süre direndi. En sonunda ABD yardımı askıya alınca ordusunun da uyarısıyla gerçekleri gördü.

ABD’nin Ukrayna’da ya da dünyanın başka yerlerindeki politikalarına karşı çıkan Batı Avrupa ABD, Rusya ve Çin karşısında yeni bir odak olabilir mi? Eski dünya düzeninde adına genel olarak “Batı” denilen bir blokun parçası olan Türkiye gibi ülkeler bu blokun parçalandığı koşullarda Avrupa’yı kendileri için bir seçenek olarak görebilirler mi? Başka bir deyişle NATO’nun ikiye bölündüğü bir olasılıkta Türkiye nerede yer alabilir sorusu tartışıldığında ortaya hangi sonuç çıkacaktır?

İNGİLTERE ABD-AB KAVŞAĞINDA

Bu sorulara cevap vermeden önce bir konuyu açıklığa kavuşturmak gerekiyor. Birleşik Krallık yani İngiltere, ABD ile çok derin stratejik bir bağları nedeniyle hiçbir zaman AB ile birlikte olmayacak en fazlası kendisinin de geçen hafta açıkladığı gibi köprü rolü oynayacaktır. Ayrıca İngiltere’nin nükleer cephaneliği ABD denetimindedir ve hiçbir şekilde muhtemel bir Avrupa ordusu gücüne dahil edilemez. Zaten gerek bakımı ve güncellenmesi, gerekse nükleer başlıkların takılacağı Trident füzeleri ABD’ye aittir.

Birleşik Krallık nükleer silahlar konusunda Fransa ile hiçbir işbirliği yapmayacağını belirtmiştir. Savunma Bakanlığı eski strateji Direktörü Peter Watkins önceki hafta medyaya Britanya caydırıcı gücünün Birleşik Krallığın ve zaten aynı zamanda NATO’nun savunması için tasarlandığını anımsatıyordu. Watkins, “bu koruma Almanya’yı da kapsıyor” demekteydi “ama Fransa’yı kapsamıyor, çünkü Fransa NATO’nun Nükleer Planlama Grubu üyesi değil.” Propaganda medyası için ülkelerin gücünü elma-armut gibi üst üste toplayarak hesaplamak kolay ama gördüğünüz gibi gerçek durum oldukça karışık.

AVRUPA GERÇEKLERİ

Gelelim şimdi bazı Avrupa gerçeklerine: Avrupa asla ortak bir savunma politikası oluşturamaz çünkü Avrupa ülkeleri arasında siyasal bir birlik yoktur. Kamuoyu karşısındaki tüm iddialı demeçlere rağmen Avrupa’nın büyük ülkelerinde siyasal........

© OdaTV