Azer-Türk-Diyab Birliği'nin “Diyabet ve Piylenmede 21. Asrın Çağırışları” konferansı için Azerbaycan’daydık. Piylenme yağlanma, obezite demek. Bilimsel açıdan üst düzey bir sempozyuma katılmak bir yana, üç günde Bakü’yü, Azerbaycan’ı ve oradaki Türk kardeşlerimizi yakından tanıma fırsatı bulduk.

“Kardeşlik buluşması” dedim, bunu laf olsun diye söylemediğimi belirtmeliyim. Bunu bize yaşattılar. Bazı arkadaşlarımız birbirlerini 90’lı yıllardan beri tanıyorlardı. İstanbul Tıp Fakültesi DETAM’da birlikte yaptıkları çalışmalardan. Fakat yeni karşılaşanlar da 40 yıldır tanışıyorlarmış gibi sıcak bir ortamın içinde buldular kendilerini.

Toplantı piylenmeye karşı önlemler toplantısıydı ama bu arkadaşlar bizi piylendirmek için ellerinden geleni artlarına koymadılar. Azerbaycan mutfağının en leziz yemeklerini silsileler halinde önümüze sürdüler. Birçoğu çok ilginç ve yeni karşılaştığımız enfes tatlardı. Bu yolla beni de “embedded journalist” kategorisine sokmayı başardılar.

Bereket ki bu piylendirme saldırısını günde ortalama üç saat yürüyüp gezerek hafif atlatmayı başardım. Ancak 10’ar saat toplantılara katılmak zorunda bulunanlar o kadar şanslı değildi.

ASYA’DA BİR AVRUPA ŞEHRİ: BAKÜ

Böylece Bakü’yü de pek çok yönüyle görme olanağı buldum. Güzel bir şehir olduğunu birkaç yakınımdan duymuştum. Ancak bu kadarını tahmin etmiyordum. Gerçekten nefis bir şehir. Geniş caddeleri, ferah ve temiz yeşil alanları, eski ve yeni lüks ve estetik binaları, gökdelen sevmeyenleri bile özendirebilecek gökdelenleri, gösterişli yeme........

© OdaTV