Şiddet Sarmalından Umut Yolculuğu: Korkunun Üstesinden Gelmek
Şiddet… İnsan zihninde ilk yankılanan, yumrukların ve kurşunların gürültüsü. Ama şiddet bundan fazlasıdır. Sofranın ucunda dilimlenemeyen bir ekmekte saklıdır, cüzdandaki boşluğun sessizliğinde büyür. Şiddet, bir çocuğun aç karınla uyuduğu gece, bir annenin adalet ararken yorulduğu gündür. O, görünmez ipliklerle dokunur hayatımıza; ne kadar saklansa da, insan ruhunu lime lime eder. Ve bu sessiz acının külleri, genelde otoriter rejimlerin zeminini besler.
Korku… Şiddetin sessiz ortağıdır. Açlık korkusu, güvensizlik korkusu, yarın korkusu. Korku, insanı yalnızlaştırır, onu savunmasız bir limana sürükler. “Güçlü” dedikleri liderler bu limanda çıkar sahneye; çözüm vaat eden ama aslında çözümü imkânsızlaştıranlar. Halkın zincirlerini ellerinde tutan bu liderler, kendi yarattıkları krizlere kurtarıcı görünerek cevap verir. Ve korku, umut etmeyi unutturduğunda toplum zincirlerine boyun eğer. Özgürlük, yalnızca bir hayal olur.
Peki, muhalefetin görevi nedir? Mevcut düzeni eleştirerek, onun çürümüşlüğünü anlatmak mı yalnızca? Hayır, bu........
© Nokta Haber Yorum
