Sessizliği İnşa Etmek: Toplum Mühendisliğinin Psikolojisi
Toplumların çöküşü her zaman savaşlarla, devrimlerle ya da ani iktidar değişiklikleriyle gerçekleşmez. Bazen bir toplum, sessizce ve fark edilmeden çürür; insanları yavaş yavaş duyarsızlaştırılır, iradeleri aşındırılır ve en sonunda olup bitene kayıtsız hale getirilir. Bu çöküşün en belirgin göstergesi, bireylerin artık haksızlık karşısında irkilmemesi, adaletsizlik karşısında öfkelenmemesi ve yaşananların olağan hale gelmesidir.
Bu dönüşüm kendiliğinden gerçekleşmez; aksine titizlikle tasarlanmış bir sürecin ürünüdür. Toplumlar, baskıya aniden maruz kaldıklarında tepki verirler. Ancak baskı, yavaş yavaş ve sistematik şekilde uygulanırsa, bireyler ona alışır ve dirençleri kırılır. Yönetim mekanizmaları, tarih boyunca bu yöntemi kullanarak toplumsal refleksleri baskı altına almış, adım adım sindirme politikaları uygulamıştır.
Psikolojide “alıştırma etkisi” (habituation) olarak bilinen bir olgu vardır: Yüksek bir ses, ilk duyulduğunda rahatsız edici gelir ancak tekrarlandıkça beyin ona duyarsız hale gelir. Aynı mekanizma, toplumsal olaylar için de geçerlidir. Önce bir tartışma başlatılır, belirli kişiler veya gruplar hedef alınarak suçlamalar yöneltilir, medya aracılığıyla sürekli tekrar edilir. İnsanlar, başlangıçta bu suçlamalara tepki verebilir ancak zamanla aynı tür olaylar gündeme gelmeye devam ettikçe, zihinleri buna alışır. Böylece, en ağır........
© Nokta Haber Yorum
