Adı Konamayan “Kürt Açılımı” ve Enerji Projeleri: Türkiye’nin Dönüşen İç ve...
Türkiye’nin siyasi gündeminde yeniden tartışılmaya başlanan “Kürt Açılımı”, Devlet Bahçeli’nin grup toplantısında yaptığı açıklamalarla yeni bir dönemin kapısını araladı. Bahçeli’nin, PKK’nın silah bırakmasını ve Abdullah Öcalan’ın Meclis’te konuşma yapmasını öneren ifadeleri, kamuoyunda geniş yankı buldu. MHP gibi radikal milliyetçi bir partiden gelen bu açıklamalar, yalnızca iç siyasette değil, Türkiye’nin dış politikasında da önemli bir dönüşümün işaretleri olarak değerlendiriliyor. Ancak bu hamlenin yalnızca iç politik dinamiklerle açıklanması yetersiz kalır. Türkiye’nin Kürt sorununa yönelik adımlarının ardında, Suriye’deki siyasi değişimler ve bölgesel enerji projelerinin kritik rol oynadığı göz ardı edilemez.
Esad rejiminin devrilmesi ve Moskova’ya kaçışı sonrası, HTŞ gibi bir terör örgütün hızla kabul görmesi ve kritik ziyaretlerle rehabilite edilmesine tanıklık ettik. Demascus‘a (Şam) artan diplomatik trafik dikkat çekici bir boyuta ulaştı. Başta Türkiye olmak üzere, ABD ve Avrupa Birliği’nden gelen temsilcilerin yanı sıra, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar gibi bölgesel aktörlerin ziyaretleri, sadece Suriye iç savaşının sonlanmasına yönelik adımlar olarak değil, aynı zamanda bölgesel enerji politikalarının yeniden şekillenmesi olarak değerlendirilebilir.
Bu çerçevede, Arap ülkelerinin sahip olduğu enerji kaynaklarının Suriye ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınmasını öngören enerji projeleri bir kez daha gündeme geldi. Avrupa’nın Rusya’ya olan enerji bağımlılığını azaltmayı amaçlayan bu projeler, ekonomik olduğu kadar stratejik bir öneme de sahip. Ancak bu enerji koridorunun hayata geçmesinin önündeki en büyük engel, Türkiye’nin güneydoğusu ve........
© Nokta Haber Yorum
