Sağcı Popülizmin Yükselişi: Yalanlar, Ayrımcılık ve İçeriksiz Siyaset
Son yıllarda dünya genelinde sağcı ve aşırı sağcı politikacıların söylemlerinde dikkate değer bir benzerlik gözlemleniyor. Amerika’dan Avrupa’ya, Türkiye’den Brezilya’ya kadar bu siyasetçiler, halkın gerçek sorunlarına yönelik çözümler üretmek yerine, retorikleriyle dikkat çekiyorlar. Çoğunlukla rakiplerine saldıran, korku ve ayrımcılığı körükleyen, cinsiyetçi ve yer yer çirkinleşen ifadelerle dolu bir dil kullanıyorlar. Bu politik söylemde öne çıkan unsurlar arasında yalanlar, gerçeklikten kopuk argümanlar ve somut politikaların eksikliği yer alıyor.
İçeriksiz Siyaset ve Korku Yaratma
Sağcı popülist siyasetçiler, ekonomik ya da sosyal sorunları çözmek yerine, halkın kaygılarına ve korkularına oynayarak kendi tabanlarını güçlendirmeye çalışıyorlar. Donald Trump’ın ABD’de sıkça başvurduğu taktiklerden biri, rakibi Kamala Harris’i küçümsemek, kadınlığı ve siyahi kimliği üzerinden saldırılarda bulunmaktı. Aynı retorik, Türkiye’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da muhalefet liderlerini hedef alırken kullandığı söylemlerle büyük benzerlik gösteriyor. Erdoğan, sıklıkla rakiplerini terör destekçiliğiyle suçlayarak kamuoyunda korku yaratmaya çalışıyor.
Özellikle Türkiye’deki ekonomik kriz karşısında Erdoğan’ın halka yönelik “sabır” istemesi, bu liderlerin halkın gerçek sorunlarıyla yüzleşmek yerine retorik kullanarak durumu geçiştirdiklerinin bir örneği. Bütçe açığını artıran yanlış politikaları görmezden gelerek EYT (Emeklilikte Yaşa Takılanlar) ve muhalefeti suçlayan açıklamaları, aslında iktidarda kalmaya yönelik bir strateji geliştirdiklerini gösteriyor. Bu tür söylemler, sorunlara çözüm sunmaktan çok, toplumdaki kutuplaşmayı derinleştiriyor.
Yalanlar ve Gerçeklikten Kopuş
Bu........
© Nokta Haber Yorum
visit website