menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Otoriter Liderlerin Psikolojisi: Narsisizm, DARVO ve İktidarın Sosyolojik Anatomisi

5 14
04.03.2025

Kapitalist krizlerin derinleştiği dönemlerde, burjuva demokrasisinin çöküşü kaçınılmaz hale gelirken, otoriter figürlerin yükselişi bir sapma değil, aksine sistemin yapısal bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Trump, Putin, Orbán, Netanyahu, Modi vb. liderler, yalnızca bireysel psikolojik eğilimleri nedeniyle değil, aynı zamanda neoliberalizmin yarattığı toplumsal bunalımın doğrudan ürünü olarak sahneye çıkmışlardır. Egemen sınıfların yönetemediği kriz koşullarında, kitlelerin umutsuzluk içinde “güçlü lider” figürlerine yönelmesi, sistemin kendi çelişkileri içinde ürettiği bir kaçış mekanizmasıdır. Ancak bu figürlerin siyasal stratejileri, yalnızca bireysel narsisizmleri üzerinden değil, toplumsal koşullarla kesiştikleri noktalar üzerinden okunmalıdır.

Psikoloji bilimi, narsisizmi bireyin kendisini aşırı yüceltmesi, empati eksikliği ve sürekli övgü arayışıyla tanımlasa da, otoriter liderlerin narsisizmi bireysel bir psikolojik bozukluk olmaktan çıkarak siyasal bir stratejiye dönüşmektedir. Harvard Üniversitesi’nden Howard Gardner ve Citizen Therapists kolektifinin analizleri, bu liderlerin toplumu manipüle etme biçimlerinin patolojik narsisizmleriyle doğrudan bağlantılı olduğunu göstermektedir. Otoriter liderler, kendilerini milletin kaderiyle özdeşleştirerek iktidarlarını meşrulaştırmaya çalışırlar. Örneğin, Tramp’ın “önce Amerika” söylemi, Rusya’da Putin’in “Rusya benimle yeniden büyük olacak” iddiası, yalnızca kişisel bir büyüklük sanrısı değil, aynı zamanda toplumu kendi etrafında konsolide etme stratejisinin bir parçasıdır. Bununla birlikte, bu figürler eleştiriye tahammülsüzdür ve her türden muhalefeti bir “komplo” olarak tanımlarlar. Trump’ın seçim yenilgisini hile olarak nitelendirmesi ya da otoriter liderlerin ekonomik krizleri dış güçlerin oyunu olarak sunmaları, iktidarlarını sürdürmek için gerçekliği çarpıtmaktan çekinmediklerini göstermektedir.

Bu liderlerin en belirgin özelliklerinden biri de empati eksikliğidir. İnsan hakları ihlallerine, savaş suçlarına veya ekonomik adaletsizliğe karşı tamamen duyarsız olmaları, onları yalnızca otoriter figürler değil, aynı zamanda şiddeti meşrulaştıran politik aktörler haline getirir.........

© Nokta Haber Yorum