menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yerinde ve Zamanında

16 0
22.02.2025

Bir şey yaparken bunu yapmanın yeri ve zamanı mı diye düşünmekte yarar var. Yanlış zamanda ve yanlış bir yerde gerçekleşen bir eylem çok iyi niyetle yapılsa da zaman zaman kötü sonuçlar doğurabiliyor. Bunların en dehşet verenlerinden biri de ben yaşadım. Eşim hiç beklenmedik bir zamanda ciddi bir kalp sorunu ile karşılaşmış, ben evdeyim. Hemen bana haber verildi; ayrıntıya girmek istemiyorum, bypass ameliyatına alındığında oğlum ve yakınlarımla birlikte ameliyathanenin önünde ecel terleri döküyorum. Ameliyat başladıktan sonra çeşitli görevliler, Allah razı olsun bize ameliyat sürecinin olumlu geçmekte olduğunu bildiriyordu. Sonra, aradan bana yıllar gibi gelen bir süre geçtikten sonra birden o dakikaya kadar hiç görmemiş olduğumuz bir görevli telâşla yanımıza gelip bize ameliyathane kapısını göstererek oradan uzaklaşmamızı söyledi, insanın aklına ne gelir? Umutsuzlukla hastabakıcının üzerine atlayıp neden uzaklaştırıldığımızı, eşime bir şey olup olmadığını sordum. Kem küm ederken başka bir takım insanlar yanımıza geldi; adam onlara yöneldi ve benim o anda algılamakta zorlandığım bir şeyler söyledi. Ben ise yalnızca bana eşim ile ilgili söylenecek sözlere odaklanmıştım. Bizimle birlikte bekleyen küçük eniştem hastabakıcıyı kenara çekip neden doğru dürüst ne olduğunu söylemediğini sorunca adamcağız, “Ben hanımı panik gördüm, bir de ölüyü çıkartmamıza tanık olup büsbütün siniri bozulmasın istedim” demez mi? Meğer içerdeki hastalardan biri ne acı ki yaşamını yitirmiş, dışarı çıkarılıyormuş. Sağ olsun beni korumak isterken bir kalp vakasına daha sebep olacaktı. Yanlış yerde, yanlış zamanda yapılmaya çalışılan bir iyilik.
Eşimin babasını anî bir ölümle kaybettik. İstanbul’da oturuyorlar, eşimle birlikte gece yarısı kalktık gittik. Oğlumuz Ankara’da kaldı, ortaokulda okuyor ve izleyen gün önemli bir sınavı var. O zamanlar Sabiha Gökçen’de havaalanı yok, o canım Yeşilköy Havaalanına indik; taksiyle Pendik’e gideceğiz. Şoför acar mı acar; bizi oradan oraya savuruyor, saatte yüz kırk kilometre hızın altına ender olarak düşüyor. Yol uzun. Yanımızda bir arkadaşımız da var ama ne onun ne eşimin sesi çıkmıyor. Böyle gidersek bir yerine sürücü ile birlikte beş cenaze kalkacak. Hemen........

© ngazete