Bu Günlük Bu Kadar
Her şey pahalandığı gibi Ankara’daki taksi fiyatları da arttı. Bir süredir indi-bindi yüz lira oldu. Araba ile çıkmak park yeri sorunu nedeniyle pek işime gelmiyor. Günde iki, üç kez çıkmam gerekince ise taksi fiyatları can acıtıyor; o nedenle otobüs kartı aldım. Şansımıza sokağımızın başında otobüs durağı var, yürümek istemediğim zamanlar atlıyorum otobüse hayat bana kolay. Geçenlerde yine bir otobüs yolculuğum sırasında ayaktayım ve bulunduğum yerdeki camın üstünde “Hamileler ve Yaşlılara yer Verin” yazıyor. Dört koltuk var, dördünde de genç kızlar oturuyor ve hepsi Fransız! Ya camdan dışarı bakıyor ya da cep telefonları ile meşgul. Hafifçe öne eğilip yazıyı okumaya çalışıyor gibi yaparak şöyle ortaya konuşur gibi ve duylucak bir ses tonuyla “orada ne yazıyor” diye sordum; kimse oralı olmayınca biraz daha öne kaykılıp sorumu tekrarladım. Bir kızcağız yüksek sesle “Hamilelere ve Yaşlılara Yer Veriniz” diye okuyunca ne demek istediğimi anladı ama yine de işini sağlama almak için her ihtimale karşı kalkayım mı diye sordu. Teşekkür edip kalktığı yere oturdum.
Evimizin yakınlarında geçenlerde bir süper olmayan market açıldı, bu ayrımı yapmak zorunda kaldım çünkü bakkal değil, eski bakkalların tadını vermiyor. Her şey paketli, yarım kilo şeker tarttırıp kesekâğıdı içinde alamıyorsunuz, bakkal defteri yok ki veresiye alıp aybaşında ödeyesiniz. Bir reyonda “İslami tavuk” yazılı etiket takılmış tavuklar gördüm ve hiçbir anlam veremedim. Dükkân sahibine ne........
© ngazete
