Tekin öğretmen olsa!
Bizim lisenin muhteşem bir kampüsü vardı.
Çok şanslıydık, zira lise eğitimimiz Cilavuz Köy Enstitüsü’nün yerleşkesinde geçiyordu.
Geceleri Ruslardan kalma taş binalardan dönüştürülmüş yatakhanelerde kalıyorduk.
Sabah erken kalkıp dersliklerin olduğu binaya yürüyor ve bir saat etüt yaptıktan sonra aynı zamanda tiyatro ve konser salonu olarak da kullanılan yemekhanemizde kahvaltı yapıyorduk.
Kahvaltı ile ilk ders arasında da bir saatlik etüdümüz daha vardı.
Dersliklerimizin olduğu binanın arkasında kampüs boyunca uzanan bir çam ormanı yer alıyordu. Boş zamanlarımızda, hava da güzelse o yolda yürüyerek arkadaşlarımızla sohbet ediyorduk.
***
Köy Enstitüsü yıllarında aynı kampüste çok hüzünlü bir olay yaşanmıştı. Mehlika isimli öğrenci, bir erkek arkadaşıyla bankta oturdu diye aynı zamanda köylüsü olan müdür yardımcısı tarafından azarlanıp cezalandırılmış. Müdür Yardımcısı Mehlika’yı ailesine de şikâyet etmekle tehdit edince Mehlika bir gece yatakhaneden kaçıp kendisini okulun elektrik ihtiyacını karşılasın diye yapılmış santralın göletine atlayarak intihar etmişti.
O yıllarda Cilavuz Köy Enstitüsü’nde bine yakın öğrenci olduğu halde sadece 35 kız öğrenci vardı. Diğer enstitülerde de benzer bir durum vardı. Yine de Mehlika’nın başına gelenlerden sonra enstitülerdeki kız öğrenciler sorun edildi.
Köy Enstitülerinin kapatılma nedenleri arasında bu olayın da yer aldığını üzülerek öğrenmiştim.
***
Mehlika’nın gördüğü baskıya canına kıyarak isyan etmesinin üzerinden 40........
© Nefes
