menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Altan ağabeyimiz ebediyete göçtü

9 4
20.07.2025

Bir devrin zarafetle yürüyeni, gazeteciliğin vicdanı, gazetecilerin ağabeyi, siyasetin aklı, akil adamı sonsuzluğa yürüdü…
Altan Öymen artık aramızda değil. Ama bu, yalnızca bir ölüm haberi değil. Bu, bir kültürün, bir duruşun, bir zarafetin eksilişi. Bu, “Altan ağabeyimiz”in aramızdan göçüşü. Evet, gazeteciliğin ağabeyiydi. Evet, siyasetin akil adamıydı. Ama ondan da öte; bu ülkenin iyi kalmakta direnen insanlarının yol göstericisiydi.
1932 yılında Trabzon’da dünyaya gelen Mehmet Altan Öymen, henüz 18 yaşında gazeteciliğe başladığında, Türkiye çok partili hayata yeni geçmişti. Ankara’nın dar koridorlarında, Ulus gazetesinde parlamento muhabiri olarak başladığı meslek hayatını, 70 yılı aşkın bir süre boyunca onurla, sabırla ve tavizsiz bir dürüstlükle sürdürdü. Onun gazeteciliği sadece bilgi vermek değildi; demokrasinin, özgürlüğün ve hakikatin yılmaz bir savunuculuğuydu.
Ağabeylik bir meslekse, o ustalığının ta kendisiydi
Altan Öymen’i farklı kılan, haberin sadece ilkini vermesi değil, doğruyu gözetmesiydi. Yazdığı her satır, gerçeğin peşinde yürüyen bir vicdanın izini taşıyordu. Ulus, Tercüman, Akis, Öncü, Akşam, Cumhuriyet, Günaydın ve Milliyet gibi yayınlarda muhabirlikten başyazarlığa uzanan bir meslek çizgisiyle hem birikim hem de güven inşa etti.
1972’de kurduğu ANKA Haber Ajansı, onun yenilikçi gazetecilik anlayışının bir simgesi oldu. 1960–1961 yılları arasında Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı yaparak henüz otuz yaşındayken mesleğin en temel hak ve özgürlükleri için mücadele eden bir öncüye dönüştü. Basın özgürlüğünü yalnızca söylemde değil, eylemde de savundu. Meslek etiğini kâğıda değil, hayata yazdı.
Altan ağabeydi çünkü hiyerarşik bir üst değil, vicdani bir örnekti. Gazeteciler onun yanında kendilerini güvende hissederdi. Onun sözü, bir satır yazıdan çok, bir okuldu.
Siyasetin içinden ama........

© Muhalif