İklim Kanunu Geldi: Panik Değil, Fırsat Zamanı
Geçtiğimiz günlerde kabul edilen İklim Kanunu toplumda farklı bakış açıları ile yorumlanıyor. Hem sosyal medyada rastladım hem de eşimden dostumdan birçok soru ve yorum aldım kanunla ilgili. "Seyahatlerimiz mi kısıtlanacak?", "Bahçeme fidan dikemeyecek miyim?", "Tarım mı yok edilecek?", “Karbon vergisi ile çiftçimizi yok edeceğiz.”, “Yapay et mi yiyeceğiz?”, “Benim hayalim emekliliğimde tarım yapmaktı, şimdi yapamayacak mıyım?”
Öncelikle net bilgi: Hayır, İklim Kanunu kimsenin seyahat etmesini, bahçesine fidan dikmesini ya da tarım yapmasını yasaklamıyor. Aksine, bu kanun iklim krizine karşı topyekûn bir mücadele için atılmış çok önemli bir adım. Ancak şu bir gerçek ki hayallerimizi ve alışkanlıklarımızı değiştirmek zorundayız.
Öncelikle bu bilgi kirliliğinin nedenine kısaca değinmek istiyorum.
İklim Kanunu Ne Getiriyor? Ona bir bakalım.
İklim Kanunu’nun temel amacı, Türkiye’nin karbon emisyonlarını azaltmak, iklim değişikliğine uyum sağlamak ve sürdürülebilir kalkınmayı teşvik etmek. Bu kanunla birlikte:
Yani bu kanun aslında tarımı yok etmiyor, tam tersine tarımda verimli su kullanımı, iklim dostu üretim, kuraklıkla mücadele gibi başlıklarda çiftçiye yeni fırsatlar ve destek mekanizmaları sunuyor.
Gelelim Karbon Vergisine.
Evet,........
© Muhalif
