menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Los Angeles’taki yangın mı büyük, CHP’deki yangın mı?

14 1
16.01.2025

Kaliforniya, Amerika'nın demokrat kalbi…
Bugün korkunç bir yangınla ve yönetim zaafiyetleriyle gündemde.
Kaliforniya'da Demokrat Parti'nin elindeki yönetim, sokaklarda yaşayanlara yönelik evler, barınaklar ve sosyal tesisler gibi “göz alıcı” yatırımlar yaparken, hayati önem taşıyan alanlarda dikkat çekici bir yetersizlik sergiliyor. İyi niyetli girişimler bir yana, bu girişimlerin ve yapıların korunması için gerekli araçların yönetimi ve önlemlerin alınması konusundaki başarısızlıklar ise gözlerden kaçmıyor.
Dünyanın bir numaralı süper gücünü günlerdir süper güçsüz ve çaresiz bırakan yangınlar su rezervlerine yapılan yetersiz yatırımlarla bağlantılı olarak kontrolden çıkıyor. İtfaiye teşkilatının ve teknolojik ekipmanların tam donanımlı olduğu düşünülse de, yangınları söndürecek yeterli suyun bulunmaması akıl almaz bir durum…
Sonra, yangının yakın zamanda sirayet edemeyeceği bölgelerde yapılan ani tahliye çağrıları trafiği kilitliyor. Bu durum, yangının kıskacındaki alanlardan tahliyeleri ve acil durum ekiplerinin bölgeye intikalini sekteye uğratıyor. Kriz yönetim planlamasındaki yetersizliklere bakın…
Los Angeles, coğrafi konumu gereği doğal afetlere karşı en hazırlıklı şehirlerden biri olmalıyken, tarihi yangın karşısında sergilediği etkisiz kriz yönetimiyle büyük bir çaresizliğe sürükleniyor. Milyon dolarlık evlerle parıldayan, dünyanın en az yarısının rüyalarını süsleyen bir bölgede günlerdir havadaki kül yağmurunu ve korku filmlerinden fırlamış gibi duran kıyamet sahnelerini seyrediyoruz. Hem doğa hem de insanlık açısından büyük bir dram.
Aslında bu durum, yönetimin basiretsizliğini ve önceliklerinin ne kadar yanlış belirlendiğini gözler önüne seriyor.
Tam da öncelikler demişken… Bir de kadrajı Los Angeles’tan İstanbul’a çevirelim.
Birkaç gün önce Galata Köprüsü’nde balık tutmaya çalışan kişi, iddiaya göre yaslandığı korkulukların kırılması sonucu denize düşüyor… Neyse ki kurtarılıyor. Fakat olayda (bu seferlik) can kaybı yaşanmaması, kentin bu tarihi ve en değerli köprülerinden birinin korkuluklarının çürümüş olduğu gerçeğini değiştirmiyor… Daha da acısı bu olay ne ilk, ne de son olacak. Daha önce de pek çok kez benzer olaylar yaşanmıştı gerek Galata Köprüsü’nde, gerek Emirgan’da. Bunların bir kısmı medyaya yansıdı, bir kısmı yansımadı bile…
Altyapı yatırımlarının yetersizliği, bitmeyen trafik çilesi, köstebek yuvasına dönen, amortisör patlatan yollar, fırlayan rögar kapakları, kapıda bekleyen susuzluk ve deprem gerçeği, yeşil alanların korunması konusundaki sıkıntılar, İstanbul’u İstanbul yapan güzelim sahil şeridinde bile insanların can güvenliği sağlanmış bir şekilde yürüyebilme hakkına sahip olamaması ve daha bilimum problem kente kan ağlatıyor…
Sol, sosyal demokrat bir parti iki dönemdir ülkenin en büyük kentinde seçim kazanıyor. 31 Mart’ta bir önceki yerel seçimlere göre çok daha güçlü bir şekilde yönetime geliyorlar üstelik, Meclis’te çoğunluğu alıyorlar, istedikleri gibi karar çıkartabilir durumdalar… Ancak, popülist, tribünlere oynayan hamlelerden başka, kentin kaderini değiştirecek etkili adımlardan eser yok hala…
Onun yerine Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin İller Bankası hak edişini kesmesini konuşuyoruz.
Sonra, Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’ın, ihaleye fesat ve yolsuzluk suçlamalarından gözaltına alınışını, bu belediyelerin şebekevari, çetevari yapılanmalarla iş yapmasını, bu derin ilişkileri konuşuyoruz. Aziz İhsan Aktaş isminde Diyarbakırlı bir “iş insanı”nın, AKP dönemi de dahil olmak üzere, belediyelerin üst düzey yöneticilerine rüşvet vererek ihaleleri organize ettiğine dair iddiaları… Belediyelerde iş yapacak ulaşım, inşaat, temizlik gibi alanlarla ilgili şirketler kurduğunu ve bu şirketler aracılığıyla sadece Beşiktaş Belediyesi’nden 18 ihale aldığını… (İnsanın aklına Yenidoğan Çetesi lideri olarak tanıdığımız Fırat Sarı geliyor…) Aynı kişinin kamudan ihale aldığı yerler arasında TBMM, Yargıtay gibi kritik kurumların da olduğunu… Toplam 47 kişi hakkında eş zamanlı yakalama ve gözaltı kararı verilmesini…
(Bu durum, sadece Beşiktaş'la sınırlı kalmıyor. Görevden uzaklaştırılan Esenyurt Belediye Başkanı da dahil, 12 belediye görevlisi hakkında ihaleye fesat karıştırma, rüşvet gibi suçlardan gözaltı kararı verilmiş. Rüşvet operasyonu kapsamında gözaltına alınan kişiler arasında İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Aktaş’ın kardeşi Ahmet Aktaş da bulunuyormuş…)
İktidar ve muhalefet arasında geçişken bir yapı oluşturan bu “al takke ver külâh” düzeni…
CHP’de başlatılan, sırada Beyoğlu, Eyüpsultan, Şişli, Sancaktepe ve Sarıyer belediyeleri olduğu söylenen, muhtemeldir ki İBB iştiraklerine ve İBB’ye doğru devam edecek olan operasyonları…
CHP, yolsuzluklar ve üzerine atılan........

© Muhalif